Antalya’da düzenlenen 13. Üreme Sağlığı ve İnfertilite Kongresi’nde Türkiye’nin düşen doğurganlık oranları ve tüp bebek uygulamalarının toplumsal etkileri masaya yatırıldı. Kongrede ayrıca yumurta dondurma yöntemlerinde yaş faktörüne göre başarı oranları bilimsel veriler ışığında ele alındı.
Türk Üreme Sağlığı ve İnfertilite Derneği (TSRM) Yönetim Kurulu Üyesi ve Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Doç. Dr. Ali Sami Gürbüz, kongre sonrası yaptığı açıklamada Türkiye’de genç nüfusun giderek azaldığını belirtti. Gürbüz, “İki çocuktan daha az çocuk yapma lüksümüz yok” diyerek uyarıda bulundu.
Doç. Dr. Gürbüz, günümüzde evlilik yaşının sürekli ötelenmesinin doğurganlık üzerinde ciddi etkiler yarattığını vurguladı. Gürbüz, erken evliliğin ve çocuk sahibi olmanın gereksiz biçimde ötelendiğini belirterek şunları söyledi:
"Evlenme yaşımız hep böyle ileri, ötede kaldı. Kariyer yapacağız falan deniyor ama onunla alakası yok. Ben kendim tıp fakültesi son sınıfta evlenmiştim. Şimdi benim kızım, bırakın tıp fakültesini, ihtisas bitsin de ondan sonra evleneyim diyor. Beş, altı yıl daha öteliyor. Bizi bilinçaltımızda hipnotize etmişler. ‘Erken evlenmeyeceksin, çocuk bir tane yeter, iki tane yeter' Böyle bir şey yok. İnsanlar yaşantısını da sürdürebilir, evliliklerini de sürdürebilir, kariyer de yapabilir."
Meslektaşlarından örnekler veren Gürbüz, çocuk sahibi olmanın kariyeri engellemediğini de vurguladı:
"Benim birçok arkadaşım çocuk yapıp ihtisasını tamamladı. Sonra hoca oldular. Üniversitede ders çalışırken çocuklarını yaptılar."
Ekonomik kaygıların çocuk sahibi olmayı geciktiren başlıca bahaneler arasında yer aldığını söyleyen Gürbüz, şunları ekledi:
"Klasik şey var karşımızda; ekonomik durumlar, ‘Biz çocuğa bakamayız' falan filan. Öyle bir şey yok. Allah herkesin rızkını verir mutlaka. Bizim şu anda iki çocuktan daha az çocuk yapma lüksümüz yoktur. İmkânı olan, yaşı uygun olan herkesin aslında üç veya dört sayıda çocuk yapması lazım. Bu illa ki tüp bebek yapalım anlamına gelmiyor. İmkânı olan herkes çocuk sahibi olsun."
Doç. Dr. Gürbüz, erken emeklilik düzenlemesinin ardından genç nüfus üzerindeki ekonomik yükün arttığını ve geleceğe dair ciddi kaygılar taşıdığını ifade etti:
"EYT çıktıktan sonra çok daha vahim hale geldi. Çalışan genç kesim var ve bir de bunların bakmakla yükümlü olduğu emekli olan kesim var. Emeklilik yaşını aşağıya çektiğinizde çalışan sayısı her geçen gün azalır. İleride bizi kaos bekliyor demektir. Bundan bir yirmi yıl sonra çok ciddi problemler yaşayacağız."
