Sevgili Okurlar,
Geçen hafta CHP il ve ilçe aday adaylıklarındaki siyasi bolluk üzerine bir yazı paylaşmıştım. Bu hafta, bu bolluğun nedenlerini irdelemek istiyorum.
CHP Genel Başkanlığı koltuğunun Kemal Kılıçdaroğlu’ndan Özgür Özel’e devrinden sonra gerçekleşen Genel Kurultay’da Özel’in 2024 yerel seçimlerinde “ön seçim” vaadi vermesi ve “en kötü seçim, en iyi atamadan daha iyidir” demesi, İzmir dahil birçok il ve ilçede aday adaylığı bolluğuna neden oldu gibi görünüyor. CHP’de yılların verdiği birikim, bu enerji patlamasının müsebbibi sanki…
İzmir genelindeki yerel seçim yönteminin belirsizliği ve büyükşehirdeki 9 aday adayının Özgür Özel’in ön seçim vaadine güvendiklerini ifade etmeleri, ancak bu beyanların ardından, yaptıkları basın açıklamaları ve ziyaret ettikleri il/ilçe temsilcilerine “ön seçim” konusunun telkin edilmesi, Özel’in sözlerine tam anlamıyla güvenilmediğini gösteriyor.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreterliği’nden istifa ederek İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı aday adaylığını açıklayan Buğra Gökce de, kafalarda soru işaretleri yaratıyor. Gökce’nin İstanbul’dan gelip İzmir’e talip olması, sadece rakiplerini değil, vatandaşların zihinlerinde de soru işaretleri oluşturuyor. İzmir’de daha önce görev yapmış olmasına rağmen uzun süredir İstanbul’da bulunması ve İstanbul’dan İzmir’e memleket hasretiyle geldiğini belirtmesi, parti içinde “yine mi atama olacak” düşüncesini akıllara getiriyor.
Özel’in sözlerine güvenerek bu yola çıkan 9 büyükşehir aday adayından sadece Tacettin Bayır ve Musa Çam, ön seçim olmazsa adaylıktan çekilebileceklerini ifade ediyorlar.
İzmir siyasetindeki bu belirsizlik, adeta bir puzzle gibi parçalanmış durumda. Ön seçim beklentisi ile birlikte yaşanan bu karmaşanın, önümüzdeki günlerde nasıl bir sonuç doğuracağını hep birlikte göreceğiz.