Yeni başlangıçların her zaman iyi şeyleri verdiğine inanıyoruz; nitekim sonuçlarını da kendi seçimlerimizle görebiliyoruz. Biraz da ‘tahmin’ dediğimiz aslında hislerimizden meydana gelen sonuçları da görmüş oluyoruz.
Ana muhalefet de kendisi için koca bir kurultayı geride bıraktı. Ve bu seçim öncesinde ‘Bu seçimde Kemal Kılıçdaroğlu’nu destekliyorum’ diyen İl ve İlçe CHP’li başkanlar, belediye başkanları ve milletvekilleri, birkaç saatte yaşanan kriz sonucunda Özgür Özel’in kazanmasıyla rotayı Özel’e yönelttiğini gördük.
Bu ‘Türkiye Siyaseti’nde her zaman var oldu. Aslında ‘Politikada Taraftarlık’ mevzusunu bir kenara bırakırsak, böylesi şeyleri görmek mümkün olmayacak.
CHP, bu ülkede Cumhuriyet’i kuran ve Mustafa Kemal Atatürk ile İsmet İnönü’nün önderlik ettiği köklü bir parti. Bu partinin içişlerinde delege kavgaları çok yaşandı! AKP gibi bir partinin bu ülkeye yaşattıklarını, onlar kendi içişlerinde yaşadı.
Bir partide ‘Genel Başkan’ gider, başka bir başkan gelir. Bu hep böyledir! Ama ne oldu 38. Kurultay gecesinde, CHP’de hiçbir yetkisi, söz sahibi yokken… Bu kişi de bağıra çağıra “Hayır, izin vermiyorum” diyerek Kemal Kılıçdaroğlu’nun çekilmesine mâni oldu.
13 yıllık süreçte partinin kimlerin eline düştüğü, kiminle hareket edildiğini gördünüz mü? Bu sadece o gece buzdağının görünen kısmıydı! Bunları bu denli rahatlıkla söyleyen ve Kılıçdaroğlu’nun danışmanlığını yürüttüğü iddia edilen gazeteci İmambakır Üküş idi. Partideki bu itiş kakış, hep böyle olmuş belli ki; böylesi kriz gecesinde ve sindirimin son halkasına gelen Türkiye sorunlarının büyüdüğü bir dönemde…
Nitekim bunun sadece CHP’de değil; birçok partide olduğunun farkındayız. Bir partide genel başkanın kalıcı olması için çaba gösteren sadece danışman olur, o da kampanyayla yapar ve seçime hazırlanır. “Hayır hayır, izin vermiyorum!” diye bir yüksek ses tonuyla seçime hazırlama kampanyası duydunuz mu hiç?
Rota değişikliği
Düne dek ‘Kemal Kılıçdaroğlu’ ile yol alan, onu yere göğe sığdıramayan bazı siyasetçilerin kurultayda “Halkın istediği seçim önemlidir” demek yerine “Biz bunu istiyoruz” demeyi seçti ve seçimin krizle sonlanmasına yol açarak farkında olmadan Özgür Özel’i kazanmasında da büyük rol oynadı. Ve şimdi de Özel’in safına yanaşmaktan da hiç de geri durmuyorlar!
Nitekim bir genel başkan gider, başka bir genel başkan gelir. Kalıcı olan makam koltuğudur ve partinin kendisidir. Ama bu birkaç kişi, partiyi bitirmek adına her şeyi denemiş, Atatürkçüleri küstürmüş, içeriye ikinci Cumhuriyetçiler denilenlerin dolmasına göz yummuştu ki, böylesi bir kriz doğmuştu o gece…
Düne dek Özgür Özel’in yanında olmayanlar, bugün Özel’in İzmir’e gelmesiyle izdiham yaşattı, basını da tartakladı. Özel, konuşma yapamadan İzmir’den ayrılarak Manisa’ya gitti.
Yani CHP İzmir yönetimi bir karşılamayı dahi beceremedi. Oysaki bu işe objektif bakmayı ve yurttaşın gözüyle bakmayı seçseydiler, bunların hiçbiri olmazdı!
Nihayetinde koltuğa oturan da değişti, oturma ahkâmlığı kesen de…
Küskünlere yeni fırsat
Kemal Kılıçdaroğlu’nun 13 yıllık sürecinde birçok CHP’li küserek farklı partiye gitmeyi seçti. AKP’den ve diğer sağ partiden CHP’ye üye gelenlerin amacı ise ‘Yapay Delege’ oluşturmaktı. Nitekim birçok kişi bunun farkında değildi. Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Erdoğan’ın en sevdiği lider Kemal Kılıçdaroğlu’nun ‘Yapay Delegeler’ ile koltukta tutulmasını sağlamak, CHP’den sızan bilgilerle mümkündü. Bir taraftan önceki kurultaylarda gördük. Başarılı olunmadı. Çoğunluk sağlanamadı, parti içindeki kırılma daha da belirginleşti…
Bu süreçte küsen CHP’liler, diğer partilerden yeniden bir umutla geri dönmeyi seçebilir. Seçime de kısa zaman kaldı. Parti içindeki değişimle yeni bir yol almak zor olsa da mağduriyeti oynayacak bazı CHP’li gazeteciler de kendini affettirmenin yolunu arıyordur şimdi.
Çoğunluğa ‘Değişim’ iyi gelse de hâlâ AKP tabanında ‘Değişim değil, benzeri sürecek’ söylemleri çok duyuluyor. Sokakta bunun etkilerini zamanla göreceğiz.
Bu değişimin olumlu sonucunu yaklaşan seçimlerde mevcut belediyelerin korunması ve yeni bir belediyenin eklenmesiyle mümkün olabilir.
Manisa Büyükşehir Belediyesi, Doğu ve Güneydoğu’da bazı belediyeler; bu sonucu çokça güçlendirebilir. Buna da zaman gerek…
AK Parti Genel Başkanı Erdoğan’ın yeni hedefi Özgür Özel oldu.
7. Genel Başkan Kılıçdaroğlu ise AK Parti’nin güçlenmesini ‘HÜDAPAR’ı ve Yeniden Refah Partisi’ni güçlendirerek yapmıştı zaten. Şimdi bu sağ güçle mücadele etmek pek de kolay olmayacak.