Besin alerjisi olan çocuklar, özellikle okul döneminde bazı risklerle karşı karşıya kalabiliyor. Medicana Sağlık Grubu Çocuk Alerjisi Bölümü’nden Prof. Dr. Şule Çağlayan Sözmen, çocukların beslenme çantalarındaki yiyecekleri arkadaşlarıyla paylaşmasının ciddi risk oluşturduğunu vurguladı. Prof. Dr. Şule Çağlayan Sözmen, “Besin alerjisi olan çocukların çoğu kazayla besin alımı nedeniyle alerji şikayeti yaşıyor ve bu nedenle hekime başvurabiliyorlar” dedi.
Okulda çocukların karşılaşabileceği tehlikeler, sadece arkadaşlarından gelen atıştırmalıklarla sınırlı değil. Kantin ürünleri de alerjik reaksiyonları tetikleyebiliyor. Bu noktada aileler, öğretmenler ve okul yönetimleri büyük önem taşıyor. Prof. Dr. Şule Çağlayan Sözmen, çocukların çoğunun kazayla alerji yaşadığını belirterek, “En sık görülen besin alerjileri; fındık, fıstık, kaju, ceviz, Antep fıstığı, badem, süt, yumurta, balık gibi besinler oluyor. Çocuğun beslenme çantasına bu tarz gıdaların girmediğinden emin olunsa da, çocukların okulda birbirlerine ikramda bulunduğu gıdalar kontrol edilemeyeceğinden günün sonunda alerjinin tetiklenmesiyle karşı karşıya kalınabilir. Bu nedenle çocuklara beslenme çantasına koyduğu yiyecekleri arkadaşlarına ikram etmemesi söylenmeli. Çünkü onun için zararlı olmayan bir şey diğer arkadaşları için sıkıntı yaratabilir” dedi.
Prof. Dr. Şule Çağlayan Sözmen, okul menülerine de dikkat çekerek, “Okulların menülerinde de mutlaka okulun başlangıcında doktorun bilgilendirme yazısıyla çocuğun menüsünde alerjisi olan besine yer verilmemeli ve diğer arkadaşları da bu konuda uyarılmalı. Ayrıca bazı ciddi alerjilerde çocuk, inhalasyon yoluyla da bulaşa maruz kalabilir. Bu nedenle de alerjiye neden olan gıdanın tüm sınıf tarafından tüketilmemesinde fayda olacaktır” ifadelerini kullandı.
MUTFAK GEREÇLERİNE DİKKAT
Çocuğun alerjisine göre beslenme programı oluşturulması gerektiğini belirten Prof. Dr. Şule Çağlayan Sözmen, “Paketli ve işlenmiş ürünler çocukların beslenme çantasında tercih edilmemeli. Az işlenmiş taze ürünler konulmalı. Eğer paketli ürün konulacaksa bir etiket okuması yapılmalı, alerjiye neden olan ürünün içeriğinde olmamasına dikkat edilmeli” dedi.
Çapraz bulaş riskine de değinen Sözmen, “Örneğin yumurta alerjisi olan bir çocuğa ürün hazırlarken yumurta üzerinde işlem yapılmış ve sudan geçirilmiş bir mutfak aletinden bulaş gerçekleşebiliyor. Buğday tüketmemesi gereken bir çocuğa tost hazırlanırken makinede daha önceden ekmek kalıntısı kaldıysa alerjiye sebep olabiliyor. O nedenle mutfak gereçlerinin ayrı tutulması ya da temizliklerinden emin olunması gerekiyor” diye konuştu.
ÖĞRETMENLER VE OKUL YÖNETİMİ BİLİNÇLİ OLMALI
Alerjisi olan çocukların sağlığının korunması için okul yönetimi ve öğretmenlerin büyük bir sorumluluğu bulunduğunu söyleyen Prof. Dr. Şule Çağlayan Sözmen, “Çocuğun kazara besin alerjisi olan gıdayı tükettiği durumlarda, eğitimcilerin hangi alerjik bulguların görülebileceğini bilmeleri hayati önem taşıyor. Kızarıklık, boğazda takılma hissi, kusma gibi belirtiler alerjiye neden olan besinin alımından sonra hızlı ilerleyen bulgular. Bu bulguları ve de bu bulgular sonrası çocuğun sağlıklı kalması adına sürecin yönetimini okuldaki idarenin ve öğretmenlerin bilmesi gerekir” dedi.
Prof. Dr. Şule Çağlayan Sözmen, alerjisi olan çocuklara verilen hazır iğneler hakkında ise şunları söyledi: “İlaç, iğne içerisinde hazır halde bulunuyor, yalnızca kullanımının bilinmesi yeterli oluyor. Son kullanma tarihine ve nasıl saklanması gerektiğine de dikkat edilmesi önemli. Bu ilaçlardan korkulmamalı. Çünkü bu ilaçların çocukluk döneminde yan etkisi çok çok az oluyor. Bir çarpıntı etkisi de çocuklarda görülmüyor. O alerjik bulgulardan hızlı bir şekilde kurtulmanın en etkili çözümü bu. Bu ilaçla ilk müdahale yapıldıktan sonra ise çocuk sağlık kuruluşuna gönderilmeli.”