Rusya’nın Kamçatka Yarımadası açıklarında bugün gerçekleşen 8.8 büyüklüğündeki deprem, dünya genelinde geniş yankı uyandırdı. Tsunami riski nedeniyle Japonya ve ABD’ye bağlı Hawaii’de alarm verildi. Neyse ki, şu ana dek can kaybı bildirilmedi. Ancak bu olay, Japonya’nın yıllardır üzerinde çalıştığı kritik bir sistemi yeniden gündeme taşıdı.

2011 yılında yaşanan ve yaklaşık 20 bin kişinin hayatını kaybettiği 9.0 büyüklüğündeki depremin ardından Japonya, deniz altına adeta bir “sinir sistemi” kurdu. Amaç belliydi: Depremi birkaç saniye önce, tsunamiyi ise dakikalar öncesinden tespit edebilmek. Bu sistemin temelinde, binlerce kilometrelik fiber optik kablolar ve yüzlerce sensörle donatılmış deniz altı gözlemevleri yatıyor.

ÜÇ AŞAMALI ERKEN UYARI AĞI: S-NET, DONET VE N-NET

4F171Afb3Cc9F870Dd38001Cf1Fa76A1F9Bb4525

iOS 26.1 Beta 2 sürprizlerle geliyor: iPhone’a neler ekleniyor?
iOS 26.1 Beta 2 sürprizlerle geliyor: iPhone’a neler ekleniyor?
İçeriği Görüntüle

Bu teknoloji ağı, üç büyük projenin birleşimiyle oluşturuldu: S-net, DONET ve N-net.

S-net, Japonya'nın doğu kıyılarına odaklanıyor. Yaklaşık 5.700 kilometre uzunluğundaki fiber kablolar ve 150’den fazla okyanus gözlemevi ile bu ağ, küçük sismik hareketleri bile anında algılayabiliyor. Örneğin 2018’de yaşanan 6.0 büyüklüğündeki bir deprem, S-net sayesinde 20 saniye önceden tespit edildi ve halk önceden uyarıldı.

DONET projesi ise ülkenin en riskli bölgesi olan Nankai Çukuru'na odaklanıyor. Filipin Denizi levhasının Japon levhasının altına daldığı bu bölgede tarihsel olarak büyük depremler yaşanıyor. DONET’in yerleştirdiği hassas sensörler, hem sismik hareketleri hem de deniz seviyesindeki ani basınç değişimlerini ölçerek tsunami uyarılarını mümkün kılıyor.

N-net ise DONET’in kapsam alanını genişletmek üzere 2019 yılında devreye alındı. Yaklaşık 1.600 kilometrelik fiber kablolar ve 36 gelişmiş gözlemevi ile Nankai fay hattının geri kalan kısmı da artık izlenebiliyor. Bu sistem, üç boyutlu dalga analizleri ve uzun vadeli gerilme izlemeleri gibi ileri düzey teknolojiler içeriyor.

SÜRE AZ AMA ETKİ BÜYÜK

B3Da7177F12Cbf63Abe0107A64A67B53D71F93De

Bu sistemler, depremler için ortalama 20 saniyelik, tsunamiler için ise yaklaşık 20 dakikalık bir uyarı süresi kazandırıyor. Kulağa kısa gibi gelse de bu zaman dilimi; trenlerin durdurulması, havaalanlarının kapanması ve tahliyelerin başlaması için yeterli olabiliyor.

TÜRKİYE İÇİN BİR MODEL OLABİLİR Mİ?

Japonya’nın bu sistemle gösterdiği şey, sadece teknolojik bir başarı değil; aynı zamanda afet yönetiminde ileri görüşlülüğün ve sistematik planlamanın ne kadar hayati olduğudur. Türkiye gibi aktif fay hatlarının üzerinde bulunan ülkeler için Japonya’nın bu yaklaşımı örnek alınabilecek nitelikte.

Kaynak: HABER MERKEZİ