Son yıllarda Instagram, TikTok ve Snapchat gibi platformlarda güzellik filtrelerinin artmasıyla “filtre yorgunluğu” kavramı gündeme geldi. Uzmanlara göre bu durum, sürekli olarak “kusursuz görünme” baskısıyla ilişkilendiriliyor. Özellikle genç kullanıcılar arasında görülen filtre yorgunluğu, dijital estetik anlayışının psikolojik etkilerini gözler önüne seriyor.
Filtre yorgunluğu nedir?
Filtre yorgunluğu, bireyin sosyal medya filtreleriyle kendi görünümü arasında fark oluştuğunda hissettiği duygusal ve zihinsel yorgunluğu ifade eder. Psikologlar, bu durumun sürekli olarak ideal bir görünüme ulaşma çabasıyla bağlantılı olduğunu belirtiyor.
Uzman görüşü
Psikiyatrist Dr. Melis Kılıç, “Filtreler anlık özgüven sağlasa da uzun vadede gerçek benlikten uzaklaşmaya yol açıyor. Kişi kendi doğal halini beğenmemeye başlıyor” diyor.

Veriler ne söylüyor?
ABD’de yapılan bir araştırmaya göre, Z kuşağının %65’i sosyal medya filtrelerinin “gerçek dışı güzellik standartlarını” desteklediğini düşünüyor.
Ayrıca her 10 kadından 7’si, fotoğraflarını paylaşmadan önce filtre uyguladığını belirtiyor.
Neden artıyor?
Uzmanlara göre filtre yorgunluğunun artmasının üç temel nedeni bulunuyor:
-
Sürekli mükemmel görünme baskısı
-
Sosyal medya algoritmalarının estetik içerikleri öne çıkarması
-
Gerçek ile dijital kimlik arasındaki farkın büyümesi

Kimlerde daha sık görülüyor?
Filtre yorgunluğu en çok şu gruplarda gözlemleniyor:
-
Sosyal medya kullanım süresi günde 3 saatin üzerinde olanlar
-
16-30 yaş arası genç yetişkinler
-
Influencer ve içerik üreticileri
-
Beden algısı hassas bireyler
Uzmanlardan öneriler
-
Sosyal medya kullanımına günlük süre sınırlaması getirin.
-
Filtreli değil, doğal fotoğraflar paylaşın.
-
Dijital detoks haftaları yapın.
-
Öz şefkat ve benlik algısı üzerine psikolojik destek alın.




