Kemik tümörlerinin türleri, belirtileri ve tedavi yöntemleri hakkında bilgi veren Karalezli, özellikle gençlerde diz ve omuz çevresinde ortaya çıkan ağrıların ihmal edilmemesi gerektiğini vurguladı.

Kemik tümörlerinde türler ve bulgular

Prof. Dr. Karalezli, kemik tümörlerinin her zaman kötü huylu olmadığını belirterek, "Kemik tümörleri kabaca ikiye ayrılır. İyi huylu tümörler ve kötü huylu tümörler yani kanserler" dedi. Kötü huylu tümörlerin, kemiğin kendi kanserlerinden ya da vücudun başka bölgelerinden sıçrayan tümörlerden kaynaklanabileceğini aktaran Karalezli, en sık görülen kemik tümörlerinin metastatik tümörler olduğunu ifade etti. Karalezli, "Kemiğe en çok metastaz yapan kanserler akciğer, meme, böbrek, troid ve prostat kanserleridir" diye konuştu.

Belirtilerin, tümörün türüne göre değişiklik gösterdiğini ifade eden Karalezli, metastatik ve primer kemik tümörlerinde ağrının ön plana çıktığını söyledi. "Metastatik tümörlerin bulguları asıl tümörün olduğu yere göre değişir. Ama genel olarak halsizlik, bulantı, kilo kaybı ve ateş gibi bulgular görülebilir. Metastatik tümörlerde ve kemiğin kendi tümöründe asıl semptom ağrıdır" dedi.

Ağrıya dikkat

Ağrıların önemine değinen Karalezli, "Ağrının dinlenme sırasında ve gece ağrıları şeklinde olması önemlidir" diyerek, uzun süren ve giderek artan kemik ağrılarının ihmal edilmemesi gerektiğini vurguladı. Karalezli, "Ağrı vücudun savunma ve uyarı mekanizmasıdır" ifadeleriyle uyarıda bulundu.

Yaş grubu ve tümör yerleşimi

İstatistiksel verilere göre risk gruplarına değinen Karalezli, "Primer kemik tümörleri en çok 10-20 yaş arasında, metastatik tümörler ise 50 yaştan sonra görülür" dedi. Tümörlerin en sık görüldüğü bölgeler yaşa göre değişiyor: "En çok diz çevresi. Daha sonra omuz çevresi. Metastatik tümörler ise omurga ve kalça çevresinde sıktır."

Kış aylarının sessiz tehlikesi: Bir anda öldürebilir
Kış aylarının sessiz tehlikesi: Bir anda öldürebilir
İçeriği Görüntüle

Tanı ve tedavi yöntemleri

Prof. Dr. Karalezli, kemik tümörlerinde tanının büyük ölçüde görüntüleme yöntemleriyle konulduğunu belirtti: "Röntgen, tomografi, MR ve sintigrafinin en çok kullanılan yöntemler olduğunu söyleyebiliriz. Kesin tanı ise biyopsi ile konulur."
Tedavi seçeneklerine de değinen Karalezli, "Kemik tümörlerinde bazen hiçbir şey yapmayız ve takip ederiz. Tabii ki bu iyi huylu olduğu kesin olan tümörlerde uygulanan bir yöntemdir" dedi. Ancak iyi huylu tümörlerde de cerrahi gerekebileceğini ifade eden Karalezli, kırık riski, sinire baskı veya kemikte deformite durumlarında cerrahi müdahale önerildiğini belirtti.

Kötü huylu tümörlerde cerrahinin temel tedavi olduğunu vurgulayan Karalezli, "Cerrahi tedavide tümörü çıkartabildiğimiz gibi ampütasyon dediğimiz kolu veya bacağı alma şeklinde çok istemediğimiz tedavi şeklini de yapabiliriz. Son yıllarda uzvu koruyucu yöntemler gelişti" dedi. Ayrıca bazı durumlarda kemoterapi ile cerrahinin birlikte uygulandığını söyledi.

Patolojik kırıklara da değinen Karalezli, "Normalde kemiğin kırılmasına neden olmayacak enerjideki bir travma ile kemikte kırık olması patolojik kırıktır" diyerek, bunun çoğunlukla kemik erimesi veya tümör kaynaklı olduğunu ifade etti.
Yanlış inanışlara karşı uyarıda bulunan Karalezli, "Tümöre neşter vurulursa azar. Bu çok genel ve yanlış bir inanıştır" sözleriyle cerrahiden kaçınmanın riskli olduğunu belirtti. Karalezli, yanlış tedavi edilen kötü huylu tümörlerin tekrar edebileceğini vurguladı ve hastaların patoloji sonuçlarını takip etmelerinin önemini hatırlattı.

Kaynak: İHA