Acıbadem Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Eda Tahir Turanlı, genetik testlerin artık bireylerin hangi hastalıklara yatkın olduğunu önceden belirlemede güçlü bir araç haline geldiğini söylüyor.

Prof. Dr. Turanlı, “Artık Genetik Testlerle Hastalıklara Olan Yatkınlığınız Saptanabiliyor” diyerek, bu testlerin özellikle kanser, nörolojik hastalıklar ve kalp-damar sorunları gibi pek çok sağlık riskini önceden belirlemede önemine dikkat çekiyor. “Genetik testlerle özellikle kanser, nörolojik hastalıklar, kalp-damar hastalıkları gibi pek çok sağlık sorununa karşı riskleri önceden belirleyebilir, bu sayede erken önlem alabiliriz" diyen Turanlı, genetik testlerin sağlıklı yaşlanma ve kronik hastalıkların önlenmesinde kritik rol oynayabileceğini belirtiyor.

Uzman, uzun yaşamın sırlarının yalnızca genlerde olmadığını, yaşam biçimi, beslenme ve çevresel koşulların da sağlıklı yaşlanma üzerinde etkili olduğunu ifade ediyor: “Aslında doğduğumuz anda, ileride ortaya çıkabilecek hastalıklara karşı genetik yatkınlıklarımız belli. Bunları bilmek, hazırlıklı olabilmek açısından önemli” diyor.

Erken uyarı sistemi: Genetik testler

Prof. Dr. Turanlı, kronik hastalıkların sadece bir kısmının genetik kökenli olduğunu, diğer kısmının ise çevresel faktörler ve yaşam tarzıyla bağlantılı olduğunu vurguluyor. “Genler, çevresel etkenlerle birleştiği zaman bu hastalıklar tetikleniyor ve ortaya çıkıyor. ‘Risk genlerimiz’ olduğu gibi ‘koruyucu genlerimiz’ de var aslında. Bu tip kronik multifaktöryel hastalıklarda genetik yapı tek başına yüzde yüz belirleyici olamıyor. Aynı şekilde çevresel faktörler de tek başına yeterli değil. Hastalığa göre genetik ve çevresel etkilerin oranı değişiyor. Yaşam tarzı, beslenme, stres düzeyi ve çevresel etkenler, genlerimizin nasıl çalıştığını önemli ölçüde etkiliyor” diyor.

Genetik testlerle özellikle kalp-damar hastalıkları, kanserler, nörolojik ve bağışıklık sistemi ile ilişkili hastalıklarda yatkınlık tespit edilebiliyor. Prof. Dr. Turanlı, “10 yıl sonra Alzheimer olma ihtimalinizi öğrendiğinizde bunu engelleyemezsiniz ama hayatınızı buna göre planlayabilirsiniz” diyerek, testlerin yalnızca erken tanı değil, kişiye özel yaşam planlamasında da değerli olduğunu belirtiyor.

Kimler genetik test yaptırmalı?

Henüz yaygın olmasa da, ailesinde birden fazla kanser, kalp-damar veya nörolojik hastalık bulunan bireyler için genetik testler öneriliyor. Prof. Dr. Turanlı, geleceğin tıbbının önleyici yaklaşımlara odaklandığını ve multidisipliner çalışmaların giderek artacağını ifade ediyor:

“Git gide önleyici tıp çok daha fazla ön planda olacak. Genetik, moleküler biyoloji, farmakoloji, mühendislik, yapay zeka ve tıp iç içe geçmiş durumda. Yapay organlar, kişiye özel ilaçlar… Hepsi multidisipliner çalışmaların ürünü”

Özellikle kanser tedavisinde devrim yaratan “akıllı ilaçlar” ile ilgili olarak Turanlı, “Moleküler biyoloji ve genetik sayesinde, kanser hücrelerinin hangi ilaçlarla yok edilebileceği belirlenip kişiye özel tedavi planlanması yapılabiliyor. Ayrıca, hangi tedaviye ya da ilaca yanıt verip vermeyeceğimiz de genlerimizden anlaşılabiliyor. Bu sayede hastalara hangi ilacın verileceği önceden belirlenebiliyor. Üstelik bu durum sadece kanser ilaçlarıyla sınırlı değil; bazı ağrı kesiciler, antibiyotikler veya psikiyatrik ilaçlar için de benzer genetik belirteçler mevcut” diye konuşuyor.

Sağlıklı yaşlanmak 100 yaşına kadar mümkün

Prof. Dr. Turanlı, gelişen teknolojiler sayesinde yaşam süresinin uzadığını, asıl hedefin ise uzun değil sağlıklı bir yaşam sürmek olduğunu söylüyor: “Kişi kendi işini yapabiliyor, kimseye muhtaç olmadan yaşamını sürdürebiliyorsa, işte o zaman gerçekten sağlıklı yaşlanmadan söz edebiliriz”

Tırnak batması kabusu 1 saatte bitiyor
Tırnak batması kabusu 1 saatte bitiyor
İçeriği Görüntüle

Genetik testlerin yaşam süresini değil, yaşam kalitesini artırmada da önemli bir rol oynadığını vurgulayan Turanlı, önümüzdeki 10 yıl içinde testlerin kullanımının daha da yaygınlaşacağını belirtiyor: “Genetik testlerle hastalıklara yatkınlıkların daha erken yaşlarda belirlenmesi mümkün hale geliyor. Bu sayede birçok kronik hastalık, daha ortaya çıkmadan kontrol altına alınabilecek.”

Kaynak: BASIN BÜLTENİ