Aile… Bir kelimeyle omuz omuza yükselişin, dayanışmanın ve sevginin en saf halini anlatan bir kavram. Tıpkı bir ağacın dalları gibi birbirine kenetlenen aile üyeleri, hayatın fırtınalarına göğüs gererek zorlukların üstesinden birlikte gelirler. Bu zorlu yolda paylaşılan her sevinç, ikiye katlanırken, her üzüntü omuz omuza yaslanarak hafifler.
Sevgi ve saygının yeşerdiği bu aile bahçesinde, her birey özgürce büyür ve kendi potansiyelini keşfeder. Bu sayede aile, sadece bir sığınak olmaktan öte, bireylerin kendilerini gerçekleştirmeleri için ilham ve destek veren bir kaynağa dönüşür.
Ailelerin bu dayanışma ruhu, sadece bireyleri değil, toplumun tamamını da etkiler. Aileden aldıkları sevgi ve güçle donanmış bireyler, topluma daha faydalı ve duyarlı bireyler haline gelirler. Bu sayede sevgi ve saygı temelinde inşa edilen bir toplum, adeta bir yeryüzü cenneti haline gelir.
Şimdi bunları niçin yazıyorum? Çünkü ilk defa öğrendiğim gün, Aile Günü’nün 15 Mayıs olduğunu fark ettim. Ben aslen günlere karşıyım. O günü bu günü, şu günü, bu günü… Ama içinde sevgi, saygı, birlik ve dayanışma olan tüm günlere de bir o kadar desteğim var. Hele ki bu aile günüyse…
Çünkü aile, benim için hayattaki en değerli şeylerden biri. Onların sevgisi ve desteği olmadan bu kadar güçlü ve mutlu olamazdım.
Bu Aile Günü’nün, tüm aileler için sevgi, huzur ve birliktelikle dolu bir gün olmasını diliyorum.