Gazeteci, ekolojist ve belgeselci Hakan Tosun, İstanbul Esenyurt’ta uğradığı saldırı sonrası ağır yaralandı. 10 Ekim akşamı evine dönmek üzere yola çıkan Tosun’dan uzun süre haber alınamadı. Daha sonra Esenyurt’ta darp edilerek hastaneye kaldırıldığı, ancak üzerinde kimlik bulunmadığı için ailesine ulaşılamadığı ortaya çıktı.
Beyin kanaması geçirdi, 13 Ekim’de beyin ölümü gerçekleşti
Kafasına aldığı darbe nedeniyle beyin kanaması geçiren Tosun, günlerce yoğun bakımda tedavi edildi. 13 Ekim Pazartesi günü ise beyin ölümünün gerçekleştiği açıklandı.
İki saldırgan tutuklandı
İstanbul Emniyeti, olayla ilgili 18 ve 24 yaşlarında iki kişinin gözaltına alındığını, işlemlerin ardından bu kişilerin tutuklandığını duyurdu.
Öte yandan Tosun’un avukatı Onur Cingil, gazeteci Umut Taştan’ın olay yerindeki araştırması sırasında fail yakınları tarafından tehdit edildiğini bildirdi.
HABER-SEN’DEN SERT AÇIKLAMA: “HAKAN TOSUN SALDIRISI AYDINLATILSIN!”
Basın Yayın ve Posta Emekçileri Sendikası HABER-SEN, Hakan Tosun’un ölümüyle ilgili kamuoyuna açıklama yaptı. Açıklamada özellikle kimlik tespitindeki gecikme, soruşturmadaki ihmaller ve cezasızlık riski vurgulandı.
Açıklamanın tam metni şu şekilde paylaşıldı:
"
BASINA VE KAMUOYUNA
Gazeteci Hakan Tosun Saldırısı Aydınlatılsın! Cezasızlığa Son Verilsin!
Değerli Basın Emekçileri , Kıymetli Kamuoyu,
Basın emekçisi, belgeselci ve ekoloji aktivisti Hakan TOSUN'un 10 Ekim 2025 gecesi İstanbul Esenyurt’ ta uğradığı alçakça saldırı sonucu yaşamını yitirmesi, sendikamız Basın Yayın ve Posta Emekçileri (HABERSEN) için derin bir acı, tüm basın camiası ve demokrasi güçleri için ise bir öfke sebebidir. Bu saldırı, doğrudan basın özgürlüğüne ve halkın haber alma hakkına yönelmiş bir tehdittir.
Ciddi İhmaller Zinciri ve Adalet Engeli
Olayın ardından yaşananlar, soruşturma makamlarının görevini layıkıyla yerine getirmediği yönündeki endişelerimizi artırmıştır: Ağır yaralı durumdaki meslektaşımızın tam 27 saat boyunca kimliğinin tespit edilememesi, insanlık ve hukuki sorumluluk açısından kabul edilemez bir ihmal zincirinin ilk halkasıdır. Olayın aydınlatılmasına ilişkin soruşturma sürecinde yaşanan gecikmeler, kimlik tespiti ve delil güvenliğine dair ortaya atılan ciddi iddialar, toplumda cezasızlık politikasına dair derin bir güvensizlik yaratmıştır.
Hakan Tosun, hayatını ekoloji ve kent hakkı ihlallerine dair kamu yararına haber ve belgesel yaparak geçirmiş, hakikat peşinde koşan bir gazeteciydi. Saldırının arkasındaki güçlerin ve faillerin derhal açığa çıkarılması, bu suikastın Tosun’un gazetecilik faaliyetleriyle ilişkisinin şeffafça aydınlatılması sendikal ve vicdani bir zorunluluktur.
Cezasızlık, Adaletsizliğin Sürekliliğidir
Ülkemizde gazetecilere yönelik saldırıların ve baskıların etkin, eksiksiz ve hızlı biçimde soruşturulmaması, saldırganların cesaretlendirilmesi anlamına gelmektedir. Gazetecinin korunmadığı bir yerde, halkın haber alma hakkı da güvence altında değildir.
Yaşam hakkı, Anayasa’nın 17. maddesi ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 2. maddesiyle güvence altındadır. Devletin yaşam hakkını koruma ve etkili soruşturma yürütme yükümlülüğü vardır. Bizler, Tosun’un neden hedef alındığını, saldırının arkasında kimlerin olduğunu bilmek istiyoruz. Soruşturma tüm yönleriyle derinleştirilmeli, gerçek failler ve saldırının nedeni ortaya çıkarılmalıdır.
Basın Yayın ve Posta Emekçileri (HABER-SEN) olarak yetkililere ve yargıya çağrımızdır:
-Soruşturma, meslektaşımızın gazetecilik faaliyetleri de dahil olmak üzere, tüm yönleriyle derinleştirilmelidir.
-Saldırının gerçek failleri ve varsa azmettiricileri derhal adalet önüne çıkarılmalı ve en ağır şekilde cezalandırılmalıdır.
-Hakan Tosun cinayeti dosyası, cezasızlık politikası döngüsünün bir parçası olmamalıdır. Bu dosya, ülkemizde basın emekçilerine yönelik saldırılarda adaletin tecelli ettiğinin kanıtı olmak zorundadır.
Basın emekçileri olarak susmayacağız. Hakan Tosun'a sözümüzdür: Adalet yerini bulana kadar davanın takipçisi olacağız!
09.12.2025
HABER-SEN YÖNETİM KURULU"
