Ulu bir çınar ağacının dibine bir kabak çekirdeği düşer.

Bahar ilerledikçe Kabak çekirdeği filiz verir, Çınar ağacına sarılarak yükselmeye başlar, yağmurların ve güneşin etkisiyle müthiş bir hızla büyür ve çınar ağacı ile aynı boya gelir.

Bir gün, Kabak dayanamayıp Çınar ağacına sorar;

“Çınar ağacı, sen kaç ayda bu hale geldin” diye sorar.

Çınar ağacı cevap verir,

“50 yılda” der,

Kabak, çiçeklerini sallayarak güler,

Bak, ben iki ayda seninle aynı boya geldim” der.

“Doğru” Der, Çınar ağacı,

Günler günleri kovalar ve sonbaharın ilk rüzgârları başladığında kabak üşümeye sonra yapraklarını düşürmeye, soğuklar arttıkça da aşağıya doğru inmeye başlar.

Kabak, endişeyle sorar Çınar’a,

Neler oluyor bana ağaç kardeş” der.

“Ölüyorsun Kabak kardeş” Der, Çınar ağacı,

“Niçin” Diye sorar, Kabak Çınar,a,

Çınar ağacı,

Benim 50 yılda geldiğim yere, sen iki ayda gelirsen, bir ayda da ölür gidersin” diye cevap verir.

Eskiden büyüklerimiz, tecrübesiz haddini bilmeyen gençlere “Daha tutulmadan eskimişsin” Diyerek.. Çocuk bezi muamelesi yaparlardı.

××××××××××

Alman Konsolosluğu kapısında Vize kuyruğunda bekleyen genç,

Yanından geçen “Deve” gibi tasvir ettiği bir adama “Senin neren eğri” diye sorar.

Adam kuyrukta bekleyen gence

“Nerem doğruki” diye cevap vermez “Benim boynum şükür ki; eğri, seninki gibi eğik değil” diye cevap verir.

××××××××××

Sokağa çıkmış, sözde siyasetçi şaklaban, avazı çıktığı kadar bağırarak fetva verir “Herkes kendi kapısının önünü süpürse, sokaklar temiz olur”

Onu dinleyen bir ihtiyar “Oğlum Meydanı kim temizleyecek” diye sorar…

                ××××××××××

İhtiyardan, genç dostuna tavsiye,

“Kenardan yürü evlat! Tecrübe plâkalı Hayat Otobüsüne kendini ezdirme” ³

Birçok kıssadan hisseler ve Ata sözleri yazar ve anlatabiliriz.

Dünya hayatının çok çeşitli cilveleri, nazları ve niyazları vardır.

Gelirken boş geliriz, ne gariptir ki; giderken de maalesef boş gideriz…

Geliş ile Gidiş arasında geçen zamanda nefsimize ve hırsımıza yenilip, dolduracağınız diye uğraşır dururuz…

Haramı helal, helali haram kılmaya çalışır, her türlü marifeti mubah sayarız. Her haltı işler, riyakarlığı ve aldatmayı hüner sayarız. Ülkemizde çok konuda, kazandık sananların, kaybettiklerine, uyuttum sananların uyutulduklarına her zaman şahit oluruz.

Nasrettin Hoca’ya bir gün sevenleri, “Hocam bunlar seninle gırgır geçiyorlar” Diyerek, şikayette bulunurlar.

Hoca Nasrettin “Onlar benimle gırgır geçtiklerini sansınlar bende onları dıngırdatıyorum” diyerek cevap verir.

Yıllardır söylenen ama hiç ders alınamayan bir atasözümüz vardır “Yalancının mumu yatsıya kadar yanar” derler.

Oturup bilmediğimiz bir sürü konuda ahkâm kesiyoruz. Gazeteciler birliğinin oluşmasından, en çok mutluluk duyanlardan biriyim. Aralarında bulunamadım, sebebimin çok geçerli olduğunu bilen kardeşlerim, bilmeyen kardeşlerime anlatabilir.

Dilerim hepimiz doğrularda buluşmak için Çaba ve Sabır gösteririz İnşaAllah!

Benim kişisel düşüncem, Gazeteci kardeşlerimin, birilerinin kılıcı değil doğruların Kalemi olmalarıdır. Asla hiç bir kardeşimi itham etmiyorum.

Sadece önümüzdeki yerel seçimlerde ilçemizi en iyi yönetecek ve Belediye hizmetlerini en güzel yapabilecek kardeşimizin tanıtılmasında, mümkün olduğu kadar bağnazlıktan, Yalan haberden ve Kırıcı üsluptan uzak durulmasını arzuluyorum.

 Bugün 10 Kasım,

Kurtuluş savaşımızın Başkomutanı, Cumhuriyetimizin kurucu lideri, Büyük Devlet Adamı ve ilk Cumhurbaşkanımız,

Büyük Önder Mustafa Kemal ATATÜRK’Ü ölümünün 85.ci yıldönümünde, Minnetle, Hürmetle ve Saygıyla anıyorum.

Ruhu şad Mekânı Cennet olsun inşaAllah!

Bu vesile ile geçen günlerde ilçemizde vefat eden hemşehrilerimize Allah’tan rahmet yakınlarına başsağlığı diliyorum.