Liv Hospital Samsun Psikiyatri Uzmanı Dr. Mehmet Çevik, kadına yönelik şiddetin yalnızca fiziksel yaralanmalarla sınırlı kalmadığını, uzun vadeli psikolojik izler bıraktığını vurguladı.
“Kadınlar, şiddetin sessiz travmasını yıllarca atlatamıyor”
Kadına uygulanan şiddetin ‘sessiz ilerleyen bir travma hastalığı’ oluşturduğunu belirten Uzm. Dr. Çevik, şunları söyledi:
"Şiddete maruz kalan kadınların çoğu yalnızca o anı atlatmaya odaklanıyor. Ancak beyin travmayı bir tehdit olarak kaydediyor ve bu kayıt yıllarca kapanmıyor. Bu durum depresyon, panik bozukluk, travma sonrası stres bozukluğu, uyku problemleri ve özgüven kaybı gibi birçok ruhsal tabloya yol açıyor."
Duygusal şiddetin etkisi göz ardı ediliyor
Uzm. Dr. Çevik, yapılan araştırmaların, sürekli psikolojik veya fiziksel şiddet gören kadınlarda beynin stres merkezinin aşırı aktif hale geldiğini ve gündelik işlevselliğin belirgin şekilde bozulduğunu gösterdiğini ifade etti. Özellikle duygusal şiddetin çoğu zaman fark edilmeyerek, fiziksel şiddet kadar yıkıcı olabildiğine dikkat çekti:
"Yapılan son araştırmalar, sürekli psikolojik veya fiziksel şiddet gören kadınlarda beynin stres merkezinin aşırı aktif hale geldiğini, buna bağlı olarak da kişinin gündelik işlevselliğinin belirgin şekilde bozulduğunu gösteriyor. Özellikle duygusal şiddet çoğu zaman fark edilmeyerek, fiziksel şiddet kadar yıkıcı olabiliyor."
Destek almak bir zayıflık değil
Toplumun şiddet döngüsünü normalleştirmemesi gerektiğini söyleyen Uzm. Dr. Çevik, şiddet yaşayan kadınların en büyük ihtiyacının güvenli bir alan ve yargılanmadan dinlenmek olduğunu belirtti:
"Şiddet yaşayan kadınların en büyük ihtiyacı güvenli bir alan ve yargılanmadan dinlenmek. Destek almak bir zayıflık değil, tam aksine iyileşme sürecinin ilk adımıdır."





