3-9 Kasım “Organ Bağışı Haftası” kapsamında duygularını paylaşan Bayram, “İnşallah uyar diye hep düşündük, çok şükür, Rabbim düze çıkardı. Damatlarımın hepsini severim. Rabbim herkese sağlık versin” ifadelerini kullandı. Damadı Hüseyin Bağatur ise, “Her seferinde ‘Gerekirse verebilirim’ diyordu. Vermeyebilirdi, 20 yıl öncesi kızını şimdi böbreğini aldık, benim annem neyse her zaman aynı şekilde geçindik, hiçbir zaman hiçbir sorun yaşamadık” dedi.

Hüseyin Bağatur, yıllar önce kontrole gittiğinde böbreklerinde problem olduğunu öğrendi. Detaylı tetkikler sonucunda böbrek yetmezliği tespit edildi ve evde uygulanabilen periton diyalizi yöntemiyle tedaviye başlandı. Bir süre sonra böbrek nakli gerekliliği ortaya çıkınca kayınvalidesi Hanife Bayram, böbreğini verebileceğini belirtti.

Ağız sağlığında yeni çığır: Diş minesi artık kendini onarabilecek!
Ağız sağlığında yeni çığır: Diş minesi artık kendini onarabilecek!
İçeriği Görüntüle

Kayınvalide, 20 Yıllık Damadına Hayat Verdi (2)

İstanbul’daki Biruni Üniversitesi Hastanesi’nde yapılan tetkikler sonucunda Bayram’ın organının uyumlu olduğu belirlendi ve nakil süreci başlatıldı. 19 Eylül’de Organ Nakil Merkezi Sorumlu Hekimi Prof. Dr. Halil Erbiş ve ekibi tarafından gerçekleştirilen operasyon başarıyla tamamlandı. Operasyonun ardından hem aile hem de sağlık ekibi büyük mutluluk yaşadı.

Prof. Dr. Halil Erbiş, sürece dair bilgi vererek, “Hüseyin Bey yaklaşık 4-5 yıldır böbrek hastasıydı, evde periton diyaliz yapıyordu. Artık yetersiz kalmıştı, böbrek nakli gerekiyordu. Kayınvalidesi Hanife Hanım’ın böbreğini verebileceğini söylemesiyle nakil işlemlerine başladık. Tetkikler sonucunda organın uygun olduğu, herhangi bir ret atağı yaşanmayacağı ve böbreğin çalışacağı anlaşıldı. Alıcı kontrolleri sürekli olmalı, ilaçlarını düzenli kullanmalı. Türkiye, canlı organ nakillerinde dünyada üst sıralarda ancak kadavra nakillerinde geride. Organlar sadece bir kişiyi değil, toplumu da etkiliyor” dedi.

Hanife Bayram, duygularını şöyle ifade etti: “İnşallah uyar diye hep düşündük. Çok şükür Rabbim güzel bir şekilde bizi düze çıkardı, sonuçlar güzel oldu, ameliyat güzel geçti. Rabbim herkese sıhhat, sağlık versin, organını vermek isteyen herkese örnek oluruz. Damatlarımın hepsini severim, aralarında ayrım yapamam, yapmam da. 20 senelik evliler, 2 torunum var, öbür torunlarım var. Aramızda sorun yaşamadık, yaşanmasın da her kim varsa.”

Hüseyin Bağatur da süreçle ilgili, “Tansiyon hastasıydım, kontrole gittiğimde böbrek fonksiyonlarımın değiştiğini gördü hocamız. 5 yıl önce böbrek yetmezliği olduğu söylendi. Yaklaşık 3 yıldır periton diyalizi yapıyordum, artık yeterli olmadığını gördüklerinde nakil gerektiğini söylediler. Annem her seferinde ‘Böbrek vermek gerekirse verebilirim’ diyordu. Tetkikler yapıldı, bana ve anneme zarar olmayacağı görüldü ve ameliyat kararını verdiler. Hep annem olarak gördüğüm için Allah bin kere razı olsun. Vermeyebilirdi, hiçbir zaman öyle bir şey söylemedi. 20 yıl öncesi kızını aldık, şimdi de böbreğini aldık, 2 borcumuz var artık inşallah hayırlı bir vefayla biz de öderiz” dedi.

Süreçte hem annesi hem eşiyle yakından ilgilendiğini söyleyen Sebahat Bağatur ise, “İlk etapta bir annemin bir eşimin başındaydım. Fiziksel, duygusal çok zorlandığım bir dönem oldu. 3 kız kardeşiz, erkek olmadığı için belki de damatlar erkek çocuğu gibi sevildi. 3 yıldır diyaliz yapıyorduk, sosyal hayatımız bitmiş gibi bir şeydi. Güzel devam ediyor, inşallah sonu da iyi olur. Benim kan grubum uymadı, annem olmasa çapraz da yapıldığı için o yola girecektik” dedi.

Kaynak: İHA