Klimalar, kapalı ortamlardaki havayı soğuturken aynı zamanda nem oranını düşürür. Bu durum, cildin doğal koruyucu bariyerini zayıflatarak kurumasına yol açar. Nemini kaybeden ciltte pullanma, çatlama ve hassasiyet artar. Özellikle kuru cilt tipine sahip kişiler, klima karşısında daha fazla sorun yaşayabilir.
Ciltteki nem kaybı, ilk olarak gerginlik ve sertlik hissiyle kendini gösterir. Ardından kaşıntı, kızarıklık ve tahriş gibi problemler ortaya çıkabilir. Uzun süreli nemsizlik ise cildin elastikiyetini yitirerek kırışıklıkların erken oluşmasına neden olur. Bu da görünüm üzerinde olumsuz etkiler yaratır.
CİLT BAKIMI ÖNERİLERİ
Uzmanlar, klima kullanımında cildin nem dengesini korumak için düzenli nemlendirici kullanımını öneriyor. Nem tutucu özellikteki ürünler, cilt bariyerini güçlendirir ve kuruluğu önler. Ayrıca ortamda nem arttırıcı cihazların kullanılması, sık su tüketimi ve hafif cilt bakım ürünleri tercih edilmesi klimaya bağlı zararları azaltır.
KLİMA VE İÇ MEKAN HAVASI
Klimanın düşük nem oranı, sadece cildi değil solunum yollarını da olumsuz etkiler. Kuru hava, boğazda tahriş, burun kuruluğu ve hatta alerjik reaksiyonları tetikleyebilir. Bu nedenle, kapalı alanlarda düzenli havalandırma ve nem seviyesinin dengelenmesi önem kazanır.
MEVSİM GEÇİŞLERİNDE CİLT HASSASİYETİ ARTIYOR
Yaz-kış kullanılan klima, mevsim geçişlerinde cildin adaptasyonunu zorlaştırır. Bu dönemde cilt ekstra hassaslaşır, dış etkenlere karşı savunmasız kalır. Dermatologlar, bu süreçte cilt bakım rutinlerinin gözden geçirilmesini ve profesyonel destek alınmasını tavsiye ediyor.