Medical Park Ankara Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Aydın İnan, meme kanseriyle ilgili dikkat edilmesi gereken noktaları anlatarak, riskleri azaltmak adına sağlıklı yaşam alışkanlıklarının önemine vurgu yaptı.

Prof. Dr. İnan, meme kanserinin vücuttaki hücrelerin kontrolsüz çoğalmasıyla ortaya çıktığını belirterek, "Meme kanseri, meme dokusundaki hücrelerin kontrolsüz bir şekilde çoğalmasıyla meydana gelen kötü huylu (malign) hastalıktır. Normalde vücudumuzdaki hücreler belirli bir düzen içinde büyür, bölünür ve ölür. Ancak kanserli hücreler bu düzeni bozar ve kontrolsüz biçimde çoğalırlar. Hastalık süt kanallarından veya süt bezlerinden gelişebilmektedir. Lenf veya kan yolu ile lenf bezlerine ve diğer organlara yayılabilmektedir (metastaz). Kadınlarda en sık görülen kanser türlerinden biridir ve erken teşhis edildiğinde tedavi başarısı oldukça yüksektir. Ancak geç fark edilirse hem tedavi süreci daha zorlu olur hem de yaşam süresini ve kalitesini olumsuz etkileyebilir. En çok 40 yaş sonrası kadınlarda görülür. 50 yaş sonrası risk artar. Genetik yatkınlığı olanlarda daha erken yaşta da görülebilir" ifadelerini kullandı.

BELİRTİLERE DİKKAT!

Meme kanserinde en sık rastlanan belirtinin memede ya da koltuk altında ele gelen sert kitle olduğunu hatırlatan İnan, "Bu sertlik zamanla büyüyebilir. Meme başından akıntı gelmesi görülebilir. Bu akıntı kanlı veya berrak olabilir. Meme başında içeri çökme veya çekinti meydana gelmesi, meme derisinde çukurlaşma veya portakal kabuğu gibi bir görünüm meydana gelmesi, meme şekil veya boyutunda değişiklik diğer belirtiler arasındadır. Meme cildinde kızarıklık, şişlik, sıcaklık ve hassasiyet olabilir. Bu belirtiler inflamatuar meme kanseri diye adlandırılan hastalığın belirtileri olabilir. Bazen bu belirtilerin hiçbiri yoktur. Hastanın kontrolleri sırasında meme kanseri tespit edilebilir. Bu yüzden düzenli kontrollere gitmek büyük önem taşır" dedi.

TARAMA VE TEŞHİS HAYAT KURTARIR

Meme kanserinin teşhisinde fizik muayene, görüntüleme yöntemleri ve biyopsi uygulandığını dile getiren Prof. Dr. İnan, "Tanı için fizik muayene yapılır, hastanın öyküsü değerlendirilir. Düzenli kendi kendine muayene ve doktor kontrolü önemlidir. Mamografi, ultrason, gerekirse MR kullanılır. Şüpheli kitlelerden biyopsi alınarak kesin tanı konur. Kadınlar memelerindeki kitleyi genellikle kendileri fark eder. Sert, ağrısız kitleler uyarıcıdır. Ancak her sertlik kanser değildir. Görüntüleme yöntemleri tanıda yardımcıdır. Kendi kendine muayene erken teşhis için basit ama etkilidir" dedi.

40 yaş sonrası her yıl mamografi yapılmasını öneren İnan, "40 yaş sonrası yılda bir mamografi önerilir. 55 yaş sonrası aralık hastaya göre iki yıla çıkarılabilir. Aile öyküsü olanlarda daha erken başlanabilir. Mamografi düşük doz radyasyon içerir" bilgisini paylaştı.

ERKEKLERDE DE GÖRÜLEBİLİR

Nadiren erkeklerde de meme kanseri vakalarının görülebildiğini belirten Prof. Dr. İnan, "Erkeklerde meme kanseri nadirdir (yüzde 1'den az). Ancak memede sertlik, şişlik veya akıntı varsa doktora başvurulmalıdır. Aile öyküsü, genetik yatkınlık, bazı karaciğer ve hormon bozuklukları riski artırır" dedi.

RİSK FAKTÖRLERİ ARTABİLİR

Meme kanseri görülme sıklığında artış yaşandığını vurgulayan İnan, "Ömür süresinin uzaması, çevresel toksinler, sigara, alkol, kötü beslenme, obezite, erken adet-geç menopoz, doğum sayısındaki azalma gibi faktörler sıklığı artırıyor. Ayrıca tarama programları sayesinde tanı oranları da artmaktadır" değerlendirmesinde bulundu.

KORUNMAK İÇİN NELER YAPILMALI?

Sağlıklı yaşam alışkanlıklarının meme kanseri riskini azalttığını dile getiren Prof. Dr. İnan, şu tavsiyelerde bulundu:
"Haftada 150 dakika egzersiz yapılmalı, ideal kiloda kalınmalı, sigara ve alkolden uzak durulmalı. Taze sebze-meyve ağırlıklı beslenilmeli, lifli gıdalar tercih edilmeli, şekerli ve işlenmiş ürünlerden uzak durulmalı. Doğum ve emzirme de koruyucudur. Düzenli taramalar aksatılmamalıdır. Bitkisel ağırlıklı, liften zengin, sağlıklı yağlar içeren beslenme önerilir. Kırmızı et ve işlenmiş et ürünleri sınırlandırılmalı. Omega-3 kaynakları tercih edilmeli. Şekerli içecekler ve rafine karbonhidratlardan kaçınılmalıdır. Probiyotik besinler bağışıklığı destekler."

Gebeliğin son 8 haftasında her anneye özel ebe desteği!
Gebeliğin son 8 haftasında her anneye özel ebe desteği!
İçeriği Görüntüle

TEDAVİ KİŞİYE ÖZEL OLMALI

Meme kanseri tedavisinde bireysel faktörlerin dikkate alınması gerektiğini belirten Prof. Dr. İnan, “Tedavi, hastanın yaşı, genetik durumu ve tümörün özelliklerine göre kişiye özel planlanır” dedi. Uygulanan yöntemleri ise şöyle sıraladı:
"Cerrahi (meme koruyucu veya mastektomi), kemoterapi (ameliyat öncesi/sonrası), radyoterapi, hormon tedavisi (reseptör pozitif hastalarda), hedefe yönelik tedaviler (HER2 pozitif hastalarda) ve immünoterapi. Endoskopik cerrahiden lazer tedavisine kadar birçok yöntem hasta için uygun şekilde uygulanır."

Kaynak: BASIN BÜLTENİ