Eskişehir’de görev yapan Kulak Burun Boğaz Uzmanı Op. Dr. Bekir Oksay, horlamanın sadece bir ses olarak değerlendirilmemesi gerektiğini vurgulayarak, önemli sağlık sorunlarının habercisi olabileceği yönünde uyarılarda bulundu.
Özel Ümit Batıkent Hastanesi’nde görev yapan Dr. Oksay, toplumda yaygın olarak görülen horlamanın çoğu zaman göz ardı edildiğine dikkat çekti. "Horlama yalnızca bir ses değil, altında yatan sebepler ciddi olabilir. Özellikle uyku apnesi riski taşıyan bireylerde hayati sonuçlara yol açabilir" sözleriyle, bu durumun ciddiyetine işaret etti.
ÇOCUK VE ERİŞKİNLERDE FARKLI NEDENLER
Horlama sorununa neden olan etkenlerin yaşa göre değişiklik gösterebildiğini belirten Dr. Oksay, erişkinlerde en sık burun etlerinin şişliği ve burun kemiği eğriliğiyle karşılaşıldığını ifade etti. Çocuklarda ise geniz eti ve bademcik büyümesinin ön planda olduğunu belirterek, “Ayrıca kilolu bireylerde boyun çevresindeki yağlanmaya bağlı olarak dil kökünün geriye kaymasının da hava yolunu daraltarak horlamaya ve uyku apnesine neden olabiliyor” dedi.
SESSİZCE İLERLİYOR OLABİLİR
Horlama ile birlikte görülen uyku apnesinin iki farklı tipi olduğunu belirten Dr. Oksay, bu durumun tanısının uyku laboratuvarlarında yapılabildiğini söyledi. "Tıkayıcı (Obstrüktif) Uyku Apnesi: En sık görülen tiptir. Üst solunum yolunun gevşeyerek uyku sırasında tıkanmasıyla ortaya çıkar. Genellikle horlamayla birlikte seyreder. Santral Uyku Apnesi: Daha nadir görülür. Beynin solunumu düzenleyen merkezlerinin yeterli uyarı göndermemesi sonucu oluşur. Bu tipte horlama görülmeyebilir, tanı koymak daha zordur" sözleriyle iki apne türünün farklarına değindi.
ÇENE YAPISINI ETKİLİYOR
Özellikle 4-6 yaş arası çocuklarda görülen uyku apnesinin büyüme-gelişme üzerinde olumsuz etkilere neden olabileceğini belirten Dr. Oksay, bu durumun yalnızca uykuyu değil, yüz ve çene yapısını da bozduğunu ifade etti. "Adenoid face" olarak bilinen yüz görünümüne de dikkat çeken Oksay, “Çocuk sürekli ağızdan nefes alır, üst çene daralır, gözler birbirinden uzaklaşır, diş dizilimleri bozulur. Kurtağzı görünümüne neden olan bu tablo ileride ağır ortodontik müdahaleler gerektirir. Ayrıca uyku kalitesi bozulduğu için büyüme ve boy uzaması da olumsuz etkilenir” dedi.
SONUÇ AĞIR OLABİLİR
Dr. Oksay, erişkin bireylerde görülen uyku apnesinin çok daha ciddi sonuçlara yol açabileceği konusunda uyarıda bulundu. Kalp hastalıkları, yüksek tansiyon, inme ve ani gece ölümleri ile ilişkilendirilen bu durumun, bazı meslek gruplarında hayati risk taşıdığını da belirtti. Özellikle dikkat gerektiren işlerde çalışanların risk altında olduğunu vurgulayan Oksay, “Bu kişiler gece yeterince derin ve kesintisiz uyuyamadıkları için gün içinde dalgınlık, unutkanlık ve ani uyku atakları yaşayabilir. Bu da iş ve trafik kazalarına zemin hazırlar” diye konuştu.
Tedavi sürecinde cerrahinin ve CPAP cihazlarının etkili biçimde kullanıldığını kaydeden Oksay, uyku laboratuvarlarının bu alanda önemli bir yol gösterici olduğunu söyledi.