Özkan, "Tırnak yeme, başlangıçta fark edilmeyen ama zamanla diş minesini aşındırarak çatlatan, dentini açığa çıkaran, dişlerin orta hattını kaydıran, çene kemiğini zorlayan ve hatta diş köklerini eriten bir süreçtir. Sadece ağız değil, tüm yüz yapısını etkileyebilir" dedi.

Günlük hayatın stresi, kaygı bozuklukları ve odaklanma problemleriyle ilişkilendirilen bu alışkanlığın uzun vadede ağız-diş sağlığı üzerinde kalıcı sorunlara yol açtığını vurgulayan Özkan, tırnak yemenin diş minesinde mikroskobik çatlaklar oluşturduğunu ve dentinin açığa çıkmasına neden olduğunu ifade etti. Bu durum, dişlerde hassasiyet, çürük riski ve estetik bozulmalara zemin hazırlıyor.

Çocuğunuzun çantası tehlike saçıyor!
Çocuğunuzun çantası tehlike saçıyor!
İçeriği Görüntüle

TÜRKİYE’DE HER 3 GENÇTEN 1’İ TIRNAK YİYOR

Aw523586 03 (1)

Prof. Dr. Özkan, Dünya Sağlık Örgütü ve Türkiye Psikiyatri Derneği verilerine göre, 7-12 yaş arası çocukların yüzde 30’unun, ergenlerin yüzde 45’inin ve yetişkinlerin yüzde 15’inin tırnak yeme alışkanlığına sahip olduğunu aktardı. Özkan, “Stresli dönemlerde bu oranlar hızla artarken, diş hekimleri bu alışkanlığın ağız içinde oluşturduğu tahribatla her geçen gün daha fazla karşılaşıyor. Dişlerin orta hattında kayma, yüz simetrisinde bozulma oluyor” dedi.
2024 yılında yapılan araştırmalarda, 8-12 yaş grubundaki çocuklarda tırnak yeme alışkanlığı olan bireylerde dişlerin orta hattında kaymalar ve kapanış bozuklukları saptandığı kaydedildi. Özkan, sürekli tırnak yemenin alt çenenin öne kaymasına yol açtığını ve bunun çene eklem sorunları ile kapanış bozukluklarına neden olduğunu belirtti.

DİŞ KÖKLERİNDE GERİ DÖNÜŞSÜZ HASAR

Tırnak yeme alışkanlığıyla ilgili en tehlikeli durumlardan birinin diş köklerinde rezorpsiyon (erime) olduğunu anlatan Özkan, “Kök rezorpsiyonu olan diş zamanla yerinden oynamaya başlar. Sürekli mikrotravma, dişin kök ucunda çene kemik erimesini tetikleyerek dişin çene kemiğindeki tutunma gücünü azaltır. Bu fark edilmezse, diş kaybı kaçınılmaz olur” dedi.

Ayrıca tırnak yemenin ağız içine bakteri taşınmasına yol açtığını belirten Özkan, Candida, Enterobacteriaceae ve Staphylococcus gibi mikroorganizmaların diş eti iltihapları, ağız kokusu ve sistemik enfeksiyonlara zemin hazırlayabileceğini söyledi.

RUH SAĞLIĞI DA SÜRECİN MERKEZİNDE

Prof. Dr. Özkan, tırnak yemenin psikiyatrik literatürde "Body-Focused Repetitive Behavior (BFRB)" yani 'vücut odaklı tekrarlayıcı davranış' olarak tanımlandığını ve genellikle çocuklukta başladığını ifade etti. Alışkanlığın stres, anksiyete ve dikkat eksikliği bozukluğu ile ilişkili olduğunu vurgulayan Özkan, “Ağız sağlığı kadar ruh sağlığı da bu sorunun merkezinde yer alır. Bu nedenle tırnak yeme tedavisinde yalnızca diş hekimi değil, gerekirse psikiyatri desteği de sürece dahil edilmelidir” dedi.

Tırnak yemenin büyüme çağındaki çocuklarda çene gelişimini etkileyebileceğini belirten Özkan, erken müdahalede ortodontik plaklar veya gelişim yönlendirici apareylerle sorunun kontrol altına alınabileceğini, gecikmiş vakalarda ise ileri düzey ortodontik veya cerrahi müdahalelerin gerekebileceğini söyledi. Özkan, kritik gelişim dönemi olan 6-12 yaşta düzenli diş hekimi takibinin önemini vurguladı.

“Tırnak yeme alışkanlığı sadece estetik bir sorun değil, ağız içinde anatomik, biyolojik ve psikolojik hasarlar bırakan bir alışkanlıktır. Fark edilmediğinde kalıcı diş kaybı, çene bozukluğu ve yüz gelişiminde geriliklere neden olabilir” dedi.

Kaynak: İHA