Türkiye, denizlerdeki görünmez gücünü perçinleyecek tarihi bir projeyi hayata geçiriyor. Nükleer tahrikli denizaltıların geliştirilmesi hedefi, yalnızca bir modernizasyon adımı değil; Ege, Akdeniz ve Karadeniz’de Türkiye’nin stratejik caydırıcılığını güçlendiren, bölgesel dengeleri yeniden şekillendiren dev bir hamle olarak öne çıkıyor.
Sessiz ve görünmez caydırıcı
Enerji yolları, ticaret rotaları ve Mavi Vatan’ın güvenliği Türkiye’nin en öncelikli stratejik hedefleri arasında. Bu çerçevede geliştirilen Reis sınıfı denizaltılar, sessizliği ve radarlardan kaçabilen yapısıyla tam anlamıyla görünmez bir kalkan olacak. ABD merkezli National Interest dergisi de bu projeye dikkat çekerek, Türkiye’nin denizaltı kabiliyetindeki yükselişi “21. yüzyılda denizlerde üstünlüğü pekiştiren stratejik bir başarı” olarak değerlendirdi.
Reis sınıfı denizaltıların farkı ne?
Yeni tip denizaltılar, gelişmiş sonar sistemleri, uzun menzilli torpidoları ve düşman radarlarına yakalanmadan görev yapabilme kabiliyetiyle öne çıkıyor. Konvansiyonel denizaltılara kıyasla çok daha uzun süre su altında kalabilen bu platformlar, gerektiğinde düşman limanlarına sızabilecek, gerektiğinde enerji hatlarını koruyacak stratejik bir unsur olacak. Görünmez, sessiz ve ölümcül özellikleri sayesinde Reis sınıfı, sadece askeri değil, diplomatik bir caydırıcı rol de üstlenecek.
Adım adım güçlenen filo
Türkiye’nin bu alandaki atılımları somut sonuçlar veriyor. Yaklaşık dört yıl önce inşasına başlanan Piri Reis denizaltısı, 2022 yılında hizmete girecek. Onu sırasıyla Hızır Reis, Murat Reis ve Aydın Reis takip edecek. Bugün gelinen noktada projenin beşinci denizaltısı Seydi Ali Reis için ilk kaynak töreni yapıldı. Önümüzdeki yıl tamamlanmadan ise serinin son gemisi Selman Reis’in inşasına başlanacak.
2027’de altı yeni denizaltı göreve hazır
Planlamaya göre 2022’den itibaren her yıl bir denizaltı daha donanmaya katılacak. 2027’ye gelindiğinde altı denizaltı da Türk Deniz Kuvvetleri’nin envanterinde olacak. Bu takvim, Türkiye’nin önümüzdeki beş yıl içinde denizlerdeki caydırıcılığını katlanarak artıracağına işaret ediyor.
Bölgesel dengeler değişiyor
Türkiye’nin denizaltı filosunu güçlendirmesi, sadece savunma kapasitesini artırmakla kalmıyor. Ege’de Yunanistan, Doğu Akdeniz’de Fransa ve Güney Kıbrıs, Karadeniz’de ise Rusya gibi aktörlerle süregelen denge politikaları açısından da yeni bir dönemin habercisi. Derin sularda görünmez şekilde devriye gezebilecek bu platformlar, Türkiye’nin sadece kıyı güvenliğini değil, bölgesel nüfuzunu da koruyacak stratejik araçlar haline geliyor.
Mavi Vatan’ın gölge koruyucusu
Denizaltılar, sahip oldukları teknik üstünlüklerin ötesinde, Türkiye’nin savunma sanayiinde geldiği noktanın da bir göstergesi. Yıllar önce dışa bağımlı bir alan olan denizaltı teknolojisi, bugün yerli katkıyla inşa edilen ve dünya basınında ses getiren bir başarıya dönüşmüş durumda. 2027 itibarıyla tam kapasiteyle göreve başlayacak Reis sınıfı, Mavi Vatan’ın gölge koruyucusu olarak Türkiye’nin denizlerdeki gücünü görünmez kılacak.
