Bazı ülkelerde uzun yıllardır uygulanan ve her biri yılın bir ayını temsil eden 12 üzüm yeme geleneği, son yıllarda Türkiye’de de özellikle yılbaşı döneminde konuşulmaya başladı. Akıma göre, 31 Aralık gecesi masa altına girerek 12 üzüm yiyenlerin yeni yıldaki dileklerinin gerçekleşeceğine inanılıyor.
Bu inanışın sosyal medya paylaşımlarıyla yayılması, üzüm satışlarına da doğrudan yansıdı. Satıcılar, yılbaşı öncesi günlerde üzüm talebinde belirgin bir artış yaşandığını, tüketicilerin genellikle küçük paketler halinde alışveriş yaptığını belirtiyor.

Satıcılar: Talep normal günlerin üzerinde
Market ve manav işletmecileri, 31 Aralık yaklaşırken üzüm satışlarının önceki haftalara göre yükseldiğini ifade ediyor. Yılbaşı alışverişinin öne çıkan ürünlerinden biri haline gelen üzüm, özellikle yılbaşı gecesine özel alınan sembolik ürünler arasında yer alıyor.
12 üzüm geleneği nereden geliyor?
Resmi arşivlere göre 12 üzüm yeme geleneği 1893 yılında İspanya’da ortaya çıktı. Uygulama, zamanla bazı Güney Amerika ülkelerine de yayıldı.

1901 yılında bir grup Madridli, 31 Aralık gecesi Puerta del Sol Meydanı’nda toplanarak saatler 00.00’ı gösterirken 12 üzüm yedi. Bu etkinlik, meydanı yılbaşı kutlamalarının simgesi haline getirdi.
1962 yılından itibaren İspanya devlet televizyonunun her yılbaşı gecesi Puerta del Sol’dan canlı yayın yapmasıyla gelenek daha da yaygınlaştı. Geleneğe göre, saat kulesinin çanı yeni yıl öncesinde çalmaya başlıyor ve her çan sesinde bir üzüm yeniyor. On ikinci üzümle birlikte yeni yıla giriliyor.

Bazı kaynaklar ise bu geleneğin, 1909 yılında Alicante bölgesinde yaşanan üzüm bolluğu sonrası üreticilerin fazla mahsulü değerlendirmek amacıyla teşvik edildiğini öne sürüyor.
Dini bir uygulama mı?
Uzmanlar, 12 üzüm yeme geleneğinin dini bir ritüel olmadığını vurguluyor. Bu uygulama, İspanya ve bazı Latin Amerika ülkelerine ait kültürel bir inanış olarak kabul ediliyor.
İslam’da yeni yıla girerken 12 üzüm yemek ya da her üzümü bir ay için dilek kabul etmek şeklinde bir ibadet veya dini tavsiye yer almıyor. Dini kaynaklarda, yıl dönümlerinde yapılan değerlendirmelerin daha çok dua, şükür ve kişisel muhasebe çerçevesinde ele alındığı ifade ediliyor.





