Yaz mevsiminin gelişiyle birlikte kilo vermek isteyenlerin sayısı artarken, bilinçsizce tüketilen bitki çaylarına yönelim de dikkat çekici boyutlara ulaştı. Özellikle doğadan rastgele toplanan bitkilerle hazırlanan ve zayıflama amacıyla içilen çaylar, ciddi sağlık sorunlarına yol açabiliyor. Özel Ümit Hastanesi’nden Diyetisyen Şükriye Eral, bu konuda önemli uyarılarda bulundu.
Son dönemlerde yeşil çay, papatya, avokado yaprağı gibi doğal ürünlerle hazırlanan çaylar sosyal medya aracılığıyla yaygınlaşsa da, uzman kontrolü olmadan tüketilmeleri kalp ritim bozuklukları, tansiyon problemleri ve organ yetmezliklerine kadar varan sağlık risklerini beraberinde getirebiliyor.
Eral, özellikle yaz aylarında sıkça başvurulan bu yöntemlerin masum görünse de ciddi tehlikeler taşıdığına dikkat çekerek şu ifadeleri kullandı:
"Kontrolsüz tüketilen bitki çayları kalp ritim bozuklukları, tansiyon düzensizlikleri, karaciğer ve böbrek fonksiyon yetersizlikleri yapabilir, fazla tüketimler zehir etkisi yapabilir. Diğer kullandığımız ilaçlarla, bitkilerle etkileşime girebilir."
Zayıflamak için çareyi bitkisel ürünlerde arayanların çoğu, aktarlardan veya doğadan topladıkları bitkilerle çay hazırlıyor. Ancak bu durum, özellikle güvenilirliği bilinmeyen ürünlerde, sağlık açısından ciddi sorunları da beraberinde getiriyor. Eral, sözlerine şöyle devam etti:
"Son zamanlarda sosyal medyada yeşil çayın yan etkileriyle ilgili sıklıkla haberler duymaya başladık. Malum yaz ayları geldi. Kontrolsüz tüketilen bitki çayları, komşulardan alınan yağ yakıcı kürler artmaya başladı. Unutmayalım ki, kontrolsüz tüketilen bitki çayları kalp ritim bozuklukları, tansiyon düzensizlikleri, karaciğer ve böbrek fonksiyon yetersizlikleri yapabilir. Hatta çoklu organ yetmezliğine kadar götürebilir."
Gençler arasında yaygınlaşan popüler ürünler de risk taşıyor. Matcha çayı ve latteleri gibi moda haline gelen içeceklerin dikkatli tüketilmesi gerektiğine vurgu yapan Eral, bilinçli kullanım çağrısı yaptı:
"Bir de gençlerde kontrolsüz popüler besin tüketimi çok fazla. Avokado yaprağı, ananas kürleri, şu an matcha çayları ve latteleri çok görür olduk. O yüzden gençleri de bu konuda uyarmakta fayda var. Lütfen emin olmadığınız, size iyi geldiğini bilmediğiniz matcha çaylarını ya da herhangi bir bitki çayını çok fazla tüketmeyelim."
Bitkisel ürünlerin mutlaka uzman tavsiyesiyle ve güvenilir kaynaklardan temin edilmesi gerektiğini belirten Eral, sözlerini şu uyarıyla tamamladı:
"Fitoterapik ürünler çok ciddi bir konu. Aslında çok güzel çalışma alanları olan ürünler var ama yolda topladığımız belki de yüzlerce papatya türü var ve endüstride kullanılan 4-5 çeşit papatyadan bahsediyoruz. Sakinleştirmesi amacıyla tükettiğimiz bu bitki çayları bizi sağlımızdan edebilir, fonksiyonel yararları olmayabilir ve diğer otlar ile kullandığımız besinlerle etkileşime girebilir. Bu yüzden kesinlikle eğer eczane ürünü değilse ve herhangi bir doktor tavsiye etmemişse tüketmemek gerekir. Besinlerin kullanım miktarları çok önemli. Özellikle fazla tüketimler zehir etkisi yapabilir. Diğer kullandığımız ilaçlarla, bitkilerle etkileşime girebilir. Bu nedenle besinleri, ilaçları zehirden ayıran kesinlikle dozudur diyoruz. O yüzden tüm halkımızı kontrollü tüketmeye davet ediyoruz."
Uzmanlar, zayıflama sürecinde doğal yöntemlere başvurulmasının yanlış olmadığını ancak bu sürecin bilinçli bir şekilde, uzman desteğiyle yürütülmesi gerektiğini vurguluyor. Aksi takdirde, kilo vermeye çalışırken sağlıktan olmak kaçınılmaz hale gelebiliyor.