Uzun yıllar süren bekleyiş, yapılan akciğer nakliyle son buldu ve Armutçu yeniden hayata tutundu. KOAH tanısı konulan Armutçu’nun sağlık durumu yıllar içinde giderek kötüleşti. 2001 yılından itibaren oksijen makinesine bağlı yaşamaya başlayan ve nefes açıcı ilaçlar kullanan Armutçu, yaklaşık 4 yıl önce organ nakli listesine alındı. Bilkent Şehir Hastanesi tarafından yürütülen takip ve tedaviler sonrasında sabaha karşı gelen donör haberiyle Armutçu, çeyrek asra yakın süren nefes mücadelesinde mutlu sona ulaştı.
Çocuklukta yaşadığı rahatsızlıktan sonra KOAH’a dönüşen süreci anlatan Armutçu, "En son akciğer sönmesi yaşadım. Akciğer sönmesi ile itibaren daha önce bir operasyon geçirdim ve daha sonra oksijen makinesi tercih edildi. Oksijen makinesi de bana yeterli gelmiyordu. Benim 25 yılım ölüm kalım savaşı gibi geçti diyebilirim çünkü insanız ihtiyaçlarımız ve yapamıyorsun. Bu sebepten dolayı da eşini, çocuklarını çağırıyorsun. Ben hastayım ama onlar da hasta gibi çünkü onları da etkiliyor. Moral olarak sıfır oluyorsun ve hastalığın daha da artıyor. Gece oluyor daralıyorsun, sabah oluyor uyuyamıyorsun. Öyle zor şartlar yaşıyorsun ki ellerini açıp ‘Allah'ım yeter' diye yalvarıyorsun. Allah'ın gücüne gitmesin ama bunu dediğimiz çok oluyor. Bunu çekmek çok zor çünkü bir baş ağrısı, kırık veya fıtık gibi değil nefesin gelmiyor" ifadelerini kullandı.
Donör haberini aldığında yaşadığı mutluluğu dile getiren Armutçu, "Pencereyi açıp kuş gibi uçasım geldi. Öyle bir hayalim vardı. ‘Allah'ım ben bu günleri de mi yaşayacaktım’ dedim. İki şansım var; biri ölüm, biri naklim. Nakil olsam rahat nefes alıp yaşayacağım, öbürü de malum. Ailem bana çok fayda sağladı. Benim hem kolum hem bacağım oldular. Çok güzel teselli ettiler" dedi.
"OKSİJEN MAKİNESİ OLMADAN KORİDORDA 25 TUR ATTIM"
Nakil sonrası nefes alabilmenin mutluluğunu yaşayan Armutçu, "5 metre yürüyemiyordum ama şimdi oksijen makinesiz koridorda 25 tur attım. Daha ben nakil olalı yaklaşık 1 ay oldu. Nakil gerçekten çok faydalı" şeklinde konuştu.
Organ bağışına dikkat çeken Armutçu, "Hasta kardeşlerim rahat bir nefes alsın, sevinsinler. Onların duasını almak belki de çok üstündür. Ben donörüm için ‘Allah Rahmet eylesin, mekanı cennet olsun, Allah'ım sevdiklerine sabır eylesin’ diyorum. Taburcu olduktan sonra en çok ailemle yemek yiyip, sohbet etmek istiyorum. Enfeksiyon korkusundan kardeşim arıyordu çağıramıyordum. Ablam arıyordu eve davet edemiyordum. Çocuklarımla sohbet edemiyordum" dedi.
UZMANLAR ORGAN BAĞIŞINA ÇAĞIRIYOR
Bilkent Şehir Hastanesi Akciğer Nakli Merkez Sorumlusu Prof. Dr. Erdal Yekeler, Armutçu’nun yaklaşık 3-4 yıldır nakil listesinde olduğunu ve 22 Temmuz’da gerçekleşen naklin ardından yoğun bakım sürecinin başarıyla tamamlandığını açıkladı. Prof. Dr. Yekeler, tüm vatandaşları beyin ölümü gerçekleştikten sonra organ bağışına davet ederek, akciğer naklinin kadavra organına bağlı olduğunu vurguladı.
Türkiye’deki akciğer nakli başarısının dünya ortalamasının üzerinde olduğunu belirten Yekeler, akciğer naklinde sürenin 4 ila 6 saat arasında değiştiğini ve nakillerin büyük çoğunluğunun plansız ve gece gerçekleştiğini aktardı.
Armutçu’nun öyküsü, organ bağışının hayat kurtarıcı önemini bir kez daha gözler önüne serdi.