Solaklık, doğuştan gelen ve hem genetik hem çevresel etkenlerle şekillenen bir özellik olarak öne çıkıyor. Uzmanlar, çocukların baskın ellerini değiştirmeye zorlamanın nörogelişimsel süreçte dikkat dağınıklığı ve motor beceri sorunlarına yol açabileceğini vurguluyor.

Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Hastanesi Uzman Klinik Psikolog Zeynep Betül Alp, solaklığın beyin işleyişi, genetik ve çevresel faktörlerle ilişkisi, yaratıcılık ve zeka üzerindeki etkilerini değerlendirdi.

Sağlığınız gözünüzden okunuyor
Sağlığınız gözünüzden okunuyor
İçeriği Görüntüle

EL TERCİHİ DOĞUŞTAN GELİYOR

Alp, “Beynimizin motor komutları veren bölümleri, özellikle de karşı beyin yarımküresiyle çalışan motor korteks, hangi elimizi baskın kullandığımızı belirler,” diyerek el tercihinin büyük ölçüde doğuştan ve beynin işleyişine bağlı olduğunu söyledi.

Sağ elini kullananların motor sisteminin genellikle sol beyin yarımküresiyle daha aktif çalıştığını, solaklarda ise çoğunlukla bunun tersine görüldüğünü belirten Alp, genetik yatkınlık kadar çevresel etkenlerin ve doğum öncesi gelişim sürecinin de el tercihini şekillendirebileceğini aktardı.

SOLAKLARDA BEYİN VE DİL İŞLEVLERİ

Alp, solak bireylerin beyninde sağ ve sol yarımküreler arasındaki iletişimin daha esnek olduğunu belirtti:

“Dil gibi karmaşık işlevlerde, sağlak bireylerde genellikle sol beyin baskın çalışır. Solaklarda ise bu dağılım daha esnek; bazı solaklar dili sağ beyinle işler, bazıları her iki beyni birlikte kullanır. Bu esneklik, farklı bilişsel stratejiler geliştirmelerine olanak tanıyabilir.”

ZEKA VE ÖĞRENME ÜZERİNDE BELİRGİN FARK YOK

Uzman Klinik Psikolog Alp, solak bireylerin genel zeka düzeyi veya öğrenme becerilerinde belirgin bir fark olmadığını ifade etti. Ancak beynin bilgiyi işleme biçimindeki farklılıkların, bazı avantajlar veya farklı yolların ortaya çıkmasına yol açabileceğini belirtti.
“Bazı araştırmalar, solakların uzamsal becerilerde, harita okuma veya şekil tanımada daha başarılı olabileceğini öne sürüyor. Fakat bu tüm solaklar için geçerli bir kural değil; bireysel farklılıklar her zaman ön plandadır,” dedi.

NÖROLOJİK HASTALIKLAR VE SOLAKLIK

Solak bireylerde bazı nörolojik hastalıklara yatkınlığın daha fazla olup olmadığı tartışmalı bir konu. Alp, “Disleksi, dikkat eksikliği veya şizofreni gibi sorunlar solaklarda biraz daha yüksek rapor ediliyor. Ancak solaklık tek başına bir risk faktörü değildir. Beyindeki bazı farklı yapılanmalar, hem solaklığı hem de bu tür hastalıklarla ilişkili bilişsel örüntüleri beraberinde getirebilir,” diye açıkladı.

BASKIN ELİ ZORLAMAK ZARARLI

Alp, el tercihlerinin 3-6 yaş arasında netleştiğine dikkat çekerek, “Çocuk yazı yazarken sol eliyle yazmak istiyor ama sağ elle yazmaya zorlanıyorsa, bu durum yazı yazma güçlüğü, ince motor becerilerde gerileme, hatta dikkat dağınıklığı veya konuşma akıcılığı sorunlarına yol açabilir,” dedi.
Ancak günlük yaşam alışkanlıklarının motor düzeyde öğrenilebileceğini, bunun baskın el tercihini değiştirmek anlamına gelmediğini vurguladı.

SOLAKLIK VE YARATICILIK

Solaklık ile yaratıcılık arasında bazı bağlantılar gözlemlense de Alp, bunun her solak birey için geçerli olmadığını belirtti:

“Beynin iki yarımküresi arasındaki iletişimin solaklarda daha esnek olabileceği düşünülüyor. Bu durum, bazı durumlarda olaylara farklı açılardan bakabilmelerine katkı sağlayabilir. Kişisel yatkınlıklar ve çevresel faktörler burada çok belirleyici,” diyerek sözlerini tamamladı.

Kaynak: BASIN BÜLTENİ