Şüphesiz haklar içinde en önemli hak Allah hakkıdır.

Allah’ın kulları üzerindeki hakkı ise, biz kulların O’nu tanıması, iman etmesi ve hiç bir ortağı olmadığına iman etmesidir.

Sonra da kul hakkı gelir.

Kul hakkının da alt başlıkları vardır:

Anne- baba hakkı, eşlerin birbirlerine karşı hakkı, çocuğun hakları, komşu hakkı, kamu hakkı ve hayvan hakları gibi haklar vardır.

Yüce Rabbimizin şirk dışında, kendi haklarını bağışlama ihtimali hep var ama kul hakkını affetme hakkını kullara bırakmış, hayvan hakları konusunda da duyarlı olmamız konusunda etkili uyarılarda bulunmuştur. Peybamber efendimiz:

“Her hak sahibine hakkını vereceksiniz. Hatta boynuzsuz koyunun boynuzlu koyundan kısas sûretiyle hakkı alınacaktır.”buyurmuştur.

Biz, inanan insanların öncelikle öğrenmesi gereken konuların başında, işte bu haklar meselesi gelmektedir. Kimin üzerimizde ne gibi hakları olduğunu doğru öğrenirsek, haklara riayet etme konusunda da bilinçlenmiş olacağız.

Atalarımız, “Beşer şaşar.” ,“Hatasız kul olmaz .” demişler, doğru söylemişler.

Mademki her insan potansiyel olarak hata işlemeye müsaittir, o halde hatalar nasıl telafi edilir, işte onu öğrenmeliyiz.

Eğer hatalarımız Yaratan’a karşı ise tövbe etmek, hatayı tekrar etmemek yeterli olabilir.

Ancak söz konusu hak ihlali bireyler arasında ise tek başına sadece tövbe etmek yeterli olamayacaktır. Ayrıca hakkı gasp edilen kişinin hakkı iade edilip, gönlü alınıp ondan sonra Allah’tan af dilemek gereklidir. Buna kısaca “Helalleşme” denilmektedir.

Helalleşmek, bir peygamber ahlakıdır.

Peygamber Efendimizin (asm) güzel ahlâkından birisi de, affedici ve bağışlayıcı olmasıdır. Peygamberimiz (asm) kendi yakınlarına ve sahabîlerine devamlı hoşgörülü olduğu gibi, düşmanlarını da, özellikle onlar güçsüz bulundukları ve teslim oldukları zaman bağışlamış, suçlarını affetmiş, sonunda da pekçoğunun iman etmesine vesile olmuştur.

En güzel olanı, borçsuz yaşamak, sadece ekonomik yönden değil, sosyal ilişkiler yönünden de kimsenin hakkına girmememli.

Atalarımız bu meselede o kadar hassas davranmışlar ki, evinin duvarını yükseltmeden önce, “Belki komşumun rüzgarını keserim.” endişesiyle, komşusundan izin istemişlerdir.

Bir keresinde Allahın kutlu elçisi, cemaatinden haklarını helel etmelerini istemişti. Bir adam söz isteyerek, peygamberimizde hakkı olduğunu iddia etmişti.Peygamberimiz:

 “Gel bendeki hakkını al.” deyince de, şöyle devam etti:

“Siz bir keresinde elinizdeki kırbacı sallamıştınız da, farkında olmadan benim sırtıma vurmuştunuz, ben de sizin sırtınıza vurmak istiyorum.” deyivermişti.

Peygamber efendimiz:

“İşte sırtım gel vur.” deyince de, “Benim sırtım çıplaktı, siz de sırtınızı açın.” dedi. Durum çok nazikti, söz konusu Allah raülünün sırtıydı. Herkes galayana gelse de, efendimiz adamın isteklerine uydu, sırtını açtı ama, o da ne? Adam vurmuyor, o mübarek sırtı öpüyordu ve şöyle diyordu,

“Beni bağışla ey Allah’ın elçisi ben sırtınızdaki peygamberlik mührünü öpebilmek için bunu yaptım.” demişti.

Hayvan haklarına gelince.

“Kedisini hapsederek açlıktan ölmesine sebep olan kadının, cehennemde bir kedi tarafından tırmalanmak sûretiyle azâba mâruz bırakılacağı.” bildirilmiştir.

Bu nedenle hayvanlara yaptıkları eziyetlerden dolayı da insanlar hesaba çekilecektir. Bir kimse hayvanlara eziyet etmiş ve sonradan pişman olmuşsa, helalleşme imkanı da olmayacağından tövbe etmeli ve bundan sonra güzel amellerde bulunmalıdır.

Sokak lambalarını kırmadan önce, bir kez daha düşünün.

Kamu mallarını şahsi işlerinizde kullanırken tekrar düşünün, derim.

İnsanların gözünün içine baka baka yalan söylerken hesap gününün sahibinden korkun, derim.

Eşinizin, çocuklarınızın rızkını harama harcamadan önce yeniden düşünün.Değerli okurlar, maalesef mesele bu derece derin.

Hadi yaşayanlarla helalleştiniz, diyelim. Hak sahipleri ölmüşse, ölmemiş ama bir kişi değil de, hakkına tecavüz edilen bir millet veya topluluksa, bir Allah dostuysa, yetimse, öksüz ise, hatta doğmamış yetim ve öksüz ise…

Siz onu anladınız, bence…

Herkes ama özellikle idareci pozisyonunda olanlar daha da dikkat etsinler, eğer yeniden dirilip, her şeyden hesaba çekileceğimiz günün varlığına imanları varsa…