Türk atletizminin efsane isimlerinden biri olan Süreyya Ayhan, pistlerde gösterdiği üstün performansla adını tarihe altın harflerle yazdırdı. 1978 yılında Çankırı’da doğan Ayhan, spora olan ilgisini babasından aldı. Atlet olan babasının ve ilkokul spor hocasının desteğiyle erken yaşlarda yeteneğini keşfetti ve büyük bir disiplinle çalışmaya başladı.
Ayhan’ın kariyerinde dönüm noktası 2002 yılında Almanya’nın Münih kentinde gerçekleşti. 1500 metre yarışında birincilik elde ederek Avrupa Şampiyonu olan Ayhan, bu zaferle Türk atletizm tarihinde bir ilke imza attı. O güne kadar hiçbir Türk atlet, Avrupa Şampiyonası’nda altın madalya kazanmamıştı. Onun bu başarısı, Türkiye’de atletizme olan ilgiyi artırdı ve genç sporcular için büyük bir ilham kaynağı oldu.
Başarılarını sürdürerek 2003 yılında Dünya Şampiyonası’nda yarışan Ayhan, 1500 metrede dünya ikincisi olarak bir ilke daha imza attı. Altın madalya kazanamasa da Türk atletizminin dünya sahnesindeki yerini sağlamlaştırdı. Hızına ve zarafetine hayran kalanlar ona “Rüzgâr Kız” lakabını verdi.
Büyük bir şöhrete kavuşan Süreyya Ayhan, ilerleyen yıllarda doping davası nedeniyle atletizme veda etmek zorunda kaldı. Ancak spordan tamamen uzaklaşmadı. Kariyerini beden eğitimi öğretmeni olarak sürdürerek genç sporcuların yetişmesine katkıda bulundu.
Başarılarıyla adını tarihe yazdıran Ayhan, aynı zamanda heykeli dikilen ilk kadın sporcu unvanına da sahip. Onun hikâyesi, azmin ve disiplinin zaferini anlatan unutulmaz bir ilham kaynağı olarak hafızalarda yaşamaya devam ediyor.
