Ülkemizde yaklaşık bir milyon kişiyi etkileyen epilepsi, fark edilmeyen belirtiler nedeniyle erken tanıda zorluklar yaratıyor. Acıbadem Altunizade Hastanesi Nöroloji Uzmanı Doç. Dr. Mustafa Aykut Kural, hastalığın doğru tanı ve tedaviyle kontrol altına alınabildiğini vurguluyor.
Epilepsi nedir?
Halk arasında sara hastalığı olarak bilinen epilepsi, beynin elektriksel aktivitesinin kontrolsüz bir şekilde artması sonucu tekrarlayan nöbetlere yol açan nörolojik bir rahatsızlık. Dünyada yaklaşık 65 milyon, Türkiye’de ise yaklaşık bir milyon kişide görülen hastalık, ani nöbetlerle hastaların iş, aile ve sosyal yaşamında ciddi problemlere neden olabiliyor. Nadiren yaşamı tehdit eden tablolar da ortaya çıkabiliyor.
Doç. Dr. Kural, “Ancak, tedaviden başarılı sonuç alınabilmesinde erken tanı büyük önem taşımaktadır. Erken tanı ile nöbetler daha hızlı kontrol altına alınmakta, nöbetlerin direnç kazanmaları ve beynin tekrarlayan nöbetlerden zarar görmesi önlenebilmektedir. Bunlar sayesinde hastalarımızın çoğu nöbetsiz bir yaşam sürebilmekte ve eğitim ile iş yaşamlarına sorunsuz devam edebilmektedirler. Erken tanı için özellikle gözden kaçabilen belirtilerin bilinmesi ve zaman kaybetmeden hekime başvurulması çok değerlidir” diye belirtiyor.
Dalgın bakışlar epilepsi sinyali olabilir
Epilepsi denilince çoğu kişinin aklına ağızdan köpük gelmesi, bilinç kaybı ve sert kasılmalar gelse de nöbetler her zaman bu şekilde yaşanmıyor. Belirtiler beynin hangi bölgesinde başladığı ve ne hızla yayıldığına bağlı olarak değişiyor. Bilinç kaybı, kasılma, dalma, uykuda ani sıçrama, konuşmanın durması, kötü koku duyulması veya déjà-vu gibi tuhaf hisler epilepsinin sık görülen işaretlerinden.
Doç. Dr. Kural, “Sadece saniyeler süren kısa donakalma, dalgın bakışlar ve sıçrama nöbetleri de epilepside sık görülür ve çoğu zaman fark edilmez. Bu belirtilerin gözden kaçması ise tanıyı ve tedaviyi geciktirmektedir” uyarısında bulunuyor.
Uzayan nöbetlerde her dakika kritik
Çoğu epilepsi nöbeti 1–2 dakika içinde sona eriyor. Ancak 5 dakikadan uzun süren nöbetlerde acil müdahale gerekiyor. Doç. Dr. Kural, “Zira, nöbet süresi uzadıkça beynin oksijensiz kalmasına bağlı olarak kalıcı beyin hasarı riski artmaktadır. Bu nedenle, uzayan nöbetlerde her dakika çok kritiktir” diyerek önemli bir uyarıda bulunuyor.
Yapay zekâ destekli EEG analizleri tanıyı güçlendiriyor
Epilepsinin nedenleri arasında genetik yatkınlık, doğum sırasında oksijen yetersizliği, inme, travma, beyin tümörleri, enfeksiyonlar ve yapısal beyin bozuklukları bulunuyor. Bazı vakalarda belirgin bir neden saptanamıyor; bu durum “idiopatik epilepsi” olarak adlandırılıyor.
Tanıda EEG (elektroensefalografi) temel yöntem olarak kullanılıyor. Gerekli durumlarda MR ve video-EEG yöntemleri tercih ediliyor. Yapay zekâ destekli EEG analizleri ise hem tanıyı güçlendiriyor hem de tedaviyi hastaya özel hâle getiriyor.
Tedaviyle nöbetsiz bir yaşam mümkün
Günümüzde epilepsi tedavisinde oldukça başarılı sonuçlar elde ediliyor. Amaç, nöbetleri tamamen durdurmak ve yan etkisiz bir yaşam sağlamak. Doç. Dr. Kural, “Epilepsi hastalarının yüzde 65–70’i doğru ilaç tedavisiyle tamamen nöbetsiz bir yaşam sürebilmektedir” diyerek umut verici bir tablo çiziyor.





