Oracle hisseleri, bilanço açıklamasının ardından yüzde 15 gerileyerek eylül ayındaki zirvesinden bu yana yüzde 42’nin üzerinde değer kaybetti. CoreWeave ise son işlem gününde yüzde 4 düşüş yaşarken, temmuzdaki tüm zamanların zirvesinden bu yana yaklaşık yüzde 65 değer kaybetmiş oldu. Her iki şirket de yapay zekâ veri merkezleri inşa ediyor ve yatırımlarını büyük ölçüde borçlanarak finanse ediyor.
Wall Street Journal’ın aktardığına göre CoreWeave, geçtiğimiz hafta mevcut hissedarların payını seyreltecek şekilde 2,25 milyar dolarlık dönüştürülebilir tahvil ihracına gitti. Şirketin bilançosunda kısa vadeli 3,7 milyar dolar, uzun vadeli 10,3 milyar dolar tahvil borcu bulunuyor ve veri merkezleri için 39,1 milyar dolarlık kira yükümlülüğü söz konusu. Buna karşın şirket, 2025 yılı için 5 milyar dolar gelir bekliyor ve ilerleyen yıllara yayılan 56 milyar dolarlık bir “gelir birikimi” öngörüyor.

Piyasalar genel çöküşten uzak
Oracle ve CoreWeave’deki değer kayıpları, 2000 dot-com balonu veya 2008 finans krizini hatırlatsa da, S&P 500 son beş günde yalnızca yüzde 0,49 geriledi. Yılbaşından bu yana endeks hâlâ yaklaşık yüzde 16 artıda. Asya ve Avrupa borsaları da benzer bir seyir izliyor. Yani yatırımcılar seçici satış yaparken panik havası bulunmuyor.
Tesla hisseleri son beş günde yaklaşık yüzde 10 değer kazanırken, Nvidia hisseleri haftalık bazda düşüş yaşasa da son seansı yüzde 0,8 artıda kapattı. Bu tablo, yatırımcıların teknoloji ve iletişim sektöründeki aşırı borçlanan veya kapasitesini zorlayan şirketlerden çıkıp genel piyasa güvenini koruduğunu gösteriyor.

Sektör rotasyonu ve eşit ağırlıklı endeks etkisi
Yatırımcılar teknoloji hisselerinden çıkarken, paralarını başka alanlara yönlendiriyor. S&P 500’ün eşit ağırlıklı versiyonu, 11 Aralık’ta rekor seviyeye ulaştıktan sonra sınırlı da olsa yükselişini sürdürdü. Yılbaşından bu yana eşit ağırlıklı S&P yüzde 10,2 artarken, piyasa değeri ağırlıklı klasik S&P 500 yüzde 16 yükseldi.
LPL Financial Baş Teknik Stratejisti Adam Turnquist, eşit ağırlıklı endeksin mega şirketlerin yol açtığı bozulmayı ortadan kaldırdığını belirtiyor: “Piyasa değeri ağırlıklı S&P 500’de teknoloji hisselerinin payı yüzde 33 seviyesinde. Eşit ağırlıklı endekste ise bu oran yalnızca yüzde 13.”
Turnquist’e göre yapay zekâya dair soru işaretleri, teknoloji ve iletişim hizmetleri hisseleri üzerinde baskı oluşturdu. Geçtiğimiz hafta teknoloji sektörü yüzde 2,3, iletişim hizmetleri ise yüzde 3,2 değer kaybetti. Buna karşılık ham madde, finans ve sanayi gibi döngüsel sektörler öne çıktı.




