Dünyada en sık görülen kansızlık türünün demir eksikliği olduğunu belirten Doç. Dr. Balçık, bu durumun bağışıklık sistemini zayıflattığını ve enfeksiyonlara karşı duyarlılığı artırdığını söyledi.
Doç. Dr. Balçık, “Demir eksikliği anemisi, enfeksiyonlara yatkınlığı artırmakta ve enfeksiyonların ardından iyileşme sürecini uzatmaktadır. Kansızlık şikâyetleri olan hastalarımızın tedavi süreçleri için hekimleri ile görüşmeleri önemlidir” dedi.
KANSIZLIK VE BELİRTİLERİ
Kansızlığın, kandaki hemoglobin değerinin yaş ve cinsiyete göre belirlenmiş normal aralıkların altında olması olarak tanımlandığını söyleyen Doç. Dr. Balçık, en yaygın kansızlık türünün demir eksikliği anemisi olduğunu ifade etti.
“Demir eksikliği anemisi görülebilir” başlığıyla konuşan Doç. Dr. Balçık, demir eksikliğinin kadınların yüzde 35’inde, erkeklerin ise yüzde 20’sinde görüldüğünü belirtti. Gebe kadınlarda bu oran yüzde 50’ye kadar çıkabiliyor. Doç. Dr. Balçık, demir, B12 ve folik asit eksiklikleri, talasemi, kanser, romatizma ve böbrek hastalıkları gibi çeşitli rahatsızlıklarla da ilişkilendirilebileceğini söyledi.
Demir eksikliği anemisinde gözlemlenen belirtileri şöyle sıraladı: “Halsizlik, yorgunluk, aşırı uyku isteği, saç dökülmesi, tırnak bozukluğu, kaşıntı, baş ağrısı, baş dönmesi, öğrenme güçlüğü, unutkanlık, çarpıntı, nefes darlığı ve göğüs ağrısı.”
BESLENME ÖNERİLERİ
Sağlıklı beslenme konusunda da önerilerde bulunan Doç. Dr. Balçık, et ve et ürünlerinin demir açısından zengin gıdalar olduğunu ifade etti. “Hayvansal gıdalardan alınan demirin mideden emilimi daha kolaydır ve kan değerini yükseltmede etkilidir. Kuru baklagiller, ıspanak ve üzüm gibi bitkisel kaynaklı gıdalar da demir içermekte, ancak hayvansal gıdalara göre emilimleri daha düşüktür. Vejetaryen beslenenler ve et tüketimi az olan kişilerde demir eksikliği daha sık görülmektedir. Ancak, demir eksikliği tedavisi gören hastalar, özellikle yüksek kan yağları olanlar ve kalp-damar hastalığı bulunanlar, et tüketimini hekimlerinin önerdiği diyet çerçevesinde yapmalıdır” dedi.
