Uzman Diş Hekimi ve Ağız, Diş, Çene Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Birkan Taha Özkan, ağız sağlığının sadece estetik kaygı değil, aynı zamanda sistemik sağlık açısından da hayati öneme sahip olduğunu vurguladı. Prof. Dr. Özkan, diş kayıpları ve yetersiz çiğnemenin, kronik bağırsak hastalıklarından biri olan İrritabl Bağırsak Sendromu (IBS) riskini artırdığını belirtti.

Kanserden korunmanın sırrı patolojide saklı
Kanserden korunmanın sırrı patolojide saklı
İçeriği Görüntüle

Dişlerinizi kaybediyorsanız bağırsaklarınız da tehlikede olabilir

“Diş kayıpları ve yetersiz çiğneme, IBS gibi kronik bağırsak hastalıklarına bile yol açabiliyor. Risk yüzde 103 artıyor” diyen Özkan, ağız sağlığı ihmali ile IBS ve sindirim sorunları arasında güçlü bir bağ olduğuna dikkat çekti. “İrritabl Bağırsak Sendromu (IBS) dahil birçok sindirim sorununa zemin hazırlıyor,” diyen Özkan, sindirim sistemi bozukluklarının yalnızca stres veya beslenmeyle açıklanamayacağını, diş eksikliğinin bağırsak sağlığı üzerinde doğrudan etkisi olduğunu ifade etti.

Prof. Dr. Özkan, Ekim 2024’te yayımlanan çok merkezli bir araştırmaya da atıfta bulunarak, “Roma III kriterlerine göre değerlendirilerek 1-2 diş kaybı yaşayan bireylerde IBS görülme oranı yüzde 35, 3-5 diş kaybı olanlarda ise yüzde 33’e yakın tespit edildi. Araştırma, özellikle kabızlık ağırlıklı IBS formunun, eksik diş sayısıyla paralel olarak arttığını ortaya koydu” dedi.

Ağız sağlığının sistemik hastalıklarla bağlantısına değinen Özkan, önemli bir uyarıda bulundu: “Halk arasında yaygın bir yanlış anlaşılma var: ‘Sindirim midede başlar’ denir. Oysa sindirim süreci ağızda başlar. Dişlerle yapılan mekanik sindirim ve tükürükteki enzimlerle başlayan kimyasal sindirim yetersiz kalırsa, mide ve bağırsaklara binen yük artar. Yetersiz çiğneme, bağırsak hareketlerini bozar ve zamanla IBS gibi ciddi tabloya dönüşebilir.”

Dişlerinizi kaybediyorsanız bağırsaklarınız da tehlikede olabilir

Araştırmada, diş protezi kullanan bireylerin IBS riskinin, tüm dişleri olanlara kıyasla yüzde 103 daha fazla olduğu da ortaya çıktı. Prof. Dr. Özkan, “Protez dişler, doğal dişlere göre daha düşük çiğneme kapasitesine sahiptir. Yiyecekler yeterince öğütülemediğinde, bağırsakta uzun süre kalan lifli gıdalar kabızlık eğilimini artırır. Özellikle tam protez kullanan bireylerde bu risk belirgin şekilde artmaktadır” dedi.

Diş eksikliğinin sindirim sisteminin yanı sıra yaşam kalitesini de olumsuz etkilediğini belirten Özkan, diş kaybının yol açtığı diğer sorunları şu şekilde sıraladı: “Reflü, yetersiz çiğneme, mideyi aşırı asit üretmeye zorlar. Besin amilimi bozuklukları ortaya çıkar. Kötü çiğnenmiş gıdalar bağırsakta emilmeden atılır. Obezite veya hızlı kilo kaybı görülebilir. Dişsiz bireyler genellikle yumuşak ve karbonhidrat ağırlıklı gıdalara yönelir. Ayrıca psikolojik sorunlar da artar. Diş eksikliği özgüveni azaltır, anksiyete ve depresyon riskini artırabilir.”

Son olarak Prof. Dr. Özkan, diş kaybı yaşayanların geçici protezler yerine sabit protezler veya implant tedavileriyle etkin çiğneme fonksiyonunu yeniden kazanmaları gerektiğinin altını çizdi: “Diş eksikliğini sadece estetik görünüm olarak değil, sistemik etkileriyle ele almalıyız. İmplant ve implant üstü sabit protezler veya implant üst kaplamalar ile doğru çiğneme sağlanır, bağırsak sağlığı korunur, bireyin yaşam kalitesi ve süresi artar.”

Muhabir: Haber Merkezi