Dünyanın farklı coğrafyalarında, farklı kültür ve yaşam biçimlerine sahip insanlar arasında dikkat çekici bir ortak nokta bulunuyor. Yapılan araştırmalar, insanların günlük yaşamlarında yolculuğa ayırdığı sürenin neredeyse evrensel bir dengeye sahip olduğunu ortaya koyuyor.
“Bir saat kuralı” yıllara meydan okuyor
1995 yılında İtalyan fizikçi Cesare Marchetti tarafından ortaya atılan ve “bir saat kuralı” olarak adlandırılan ilke, insanların her gün ortalama yaklaşık bir saatini bir yerden başka bir yere gitmek için harcadığını gösteriyor. Aradan geçen yıllara rağmen bu gözlem, yeni bilimsel çalışmalarla da destekleniyor.
Ulaşım aracı değişiyor, süre değişmiyor
Marchetti’nin çalışmasına göre ulaşım aracı ne olursa olsun insanların günlük yolculuk süresi büyük ölçüde sabit kalıyor. Kimi yürüyerek, kimi araçla, kimi toplu taşımayla hareket etse de ortalama süre çoğu toplumda yaklaşık bir saate denk geliyor.
Mesafe farklı, zaman aynı kalıyor
Araştırmalar, bir saatte kat edilen mesafenin toplumdan topluma değiştiğini gösteriyor. Yürüyerek hareket eden kırsal topluluklar daha dar bir alanı kapsarken, otomobille ulaşım sağlayan şehir sakinleri çok daha geniş bir mesafeyi kat edebiliyor. Ancak değişmeyen unsur, yolculuğa ayrılan zaman oluyor.
İnsan doğasıyla bağlantılı bir denge
Uzmanlara göre bu durum, insanın doğasında bulunan keşfetme isteği ile güvenlik ihtiyacı arasındaki dengeden kaynaklanıyor. İnsanlar çevrelerini tanımak ve hareket etmek isterken, aynı zamanda enerji kaybını ve riskleri sınırlama eğiliminde oluyor. Günde yaklaşık bir saatlik hareket, bu iki ihtiyacı dengeleyen doğal bir sınır olarak öne çıkıyor.
43 ülkelik veri dikkat çekti
Son yıllarda yapılan kapsamlı çalışmalar da bu yaklaşımı destekliyor. 43 ülkeden elde edilen verileri inceleyen uluslararası araştırma ekipleri, insanların günlük ortalama 70–75 dakika yolculuk yaptığını tespit etti. Bu bulgu, bir saat kuralının günümüzde de geçerliliğini koruduğunu gösteriyor.
Şehir planlaması için önemli ipuçları sunuyor
Bilim insanlarına göre bu bilgi, şehir planlamasından ulaşım politikalarına kadar birçok alanda yol gösterici olabilir. İnsanların bu doğal süreyi aşmayacak şekilde tasarlanan ulaşım sistemlerinin, yaşam memnuniyetini artırabileceği belirtiliyor.
Ruh sağlığı açısından da dengeleyici etki
Uzmanlar, bir saat civarında seyahatin ruh sağlığı açısından da dengeleyici olabileceğine dikkat çekiyor. Ne çok uzun ne de aşırı kısa yolculuklar, günlük hayatın temposuna uyum sağlamayı kolaylaştırıyor. Bu sürenin bilinçli şekilde değerlendirilmesi, stres yerine zihinsel toparlanma fırsatı sunabiliyor.
Uzaktan çalışanlar için de öneriler var
Araştırmalar, düzenli işe gidiş-gelişi olmayan uzaktan çalışanların bile günlerine kısa yürüyüşler veya planlı dış mekân aktiviteleri eklemesinin zihinsel geçişleri kolaylaştırabileceğini ortaya koyuyor. Bu alışkanlık, iş ve özel yaşam arasındaki sınırın korunmasına yardımcı olabiliyor.





