Okulların açılmasıyla birlikte, ailelerin en büyük endişelerinden biri olan akran zorbalığı konusu yeniden gündeme geldi. Türkiye'de son dönemde yaşanan ve ne yazık ki ölümle sonuçlanan trajik olaylar, bu sorunun ciddiyetini gözler önüne seriyor. Muğla ve Konya'daki acı örnekler, hem çocukların hem de ailelerin ve eğitimcilerin bu konuyu acilen ele alması gerektiğini gösteriyor.
Çocuk Gelişimi Uzmanı ve Öğretim Görevlisi Merve Mercan, akran zorbalığının sadece daha sık yaşanmasından değil, aynı zamanda dijitalleşmenin de etkisiyle daha görünür hale gelmesinden kaynaklandığını belirtiyor. Toplumun genel ruh halindeki değişimler ve aile içi dinamikler gibi birçok faktörün, bu olumsuz davranışları tetiklediği ifade ediliyor. Özellikle Konya'da yaşanan ve 10 yaşındaki Yusuf Taşkın'ın hayatını kaybetmesiyle sonuçlanan olay, sorunun ne kadar ciddi boyutlara ulaştığını kanıtlıyor.
NE YAPMALIYIZ? AİLELERE, OKULLARA VE DEVLETE ÇAĞRI
Uzmanlar, akran zorbalığını önlemek için sadece ailelere değil, okullara ve karar vericilere de büyük görevler düştüğünü vurguluyor. Okullarda zorbalıkla mücadele için etkili politikaların oluşturulması, çocuklara empati ve problem çözme becerilerinin kazandırılması, ailelerin de çocuklarının davranışlarını yakından takip etmesi gerektiği belirtiliyor. Bu sorun, tüm toplumun ortak çabasıyla çözülebilecek hayati bir mesele olarak görülüyor.
