Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın gençlerin evlilik kararlarını daha geç yaşlarda almasına ilişkin değerlendirmesi, Türkiye’de ve dünyada evlilik kurumunda yaşanan köklü değişimi bir kez daha gündeme taşıdı.
Üsküdar Üniversitesi Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ebulfez Süleymanlı, gençlerin evliliği daha geç yaşlarda tercih etmesinin yalnızca bireysel bir tercih olmadığını, aynı zamanda evlilik kurumunda küresel ölçekte bir dönüşümün yaşandığını belirtti. Prof. Dr. Süleymanlı, “Gençlerin evliliği daha geç yaşlarda tercih etmesi yalnızca bireysel tercihlere değil, Türkiye’de ve dünyada evlilik kurumunda yaşanan köklü bir toplumsal dönüşüme işaret ediyor.” dedi.

Solo yaşam modern hayatın yeni gerçeği

Prof. Dr. Süleymanlı, solo yaşamın çoğu zaman bilinçli bir tercihten ziyade modern hayatın dayattığı bir yaşam biçimi hâline geldiğini vurguladı. “Bugün yaklaşık her üç evlilikten biri boşanmayla sonuçlanıyor. Bu veriler, evliliklerin sayısal olarak gerilediğini, buna karşılık tekil yaşamın artık toplumsal bir gerçeklik hâline geldiğini gösteriyor.” şeklinde konuştu.

Evlilikler daha geç ve seçici kurulan bir kurum

Sosyolog Prof. Dr. Süleymanlı, evliliğin günümüzde daha geç kurulan, daha seçici yaklaşılan ve psikolojik boyutu giderek güçlenen bir kurum hâline geldiğine dikkat çekti. “Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın gençlerin evliliği daha geç yaşlarda tercih ettiğine yönelik son değerlendirmesi, yalnızca bireysel tercihlere değil, Türkiye’de ve dünyada evlilik kurumunda yaşanan köklü bir toplumsal dönüşüme işaret ediyor.” ifadelerini kullandı.

Bekârlığın küresel yükselişi

Dönüşümün yalnızca ekonomik nedenlerle değil, bireyselleşme, beklenti artışı ve ilişki algısındaki değişimle şekillendiğini belirten Prof. Dr. Süleymanlı, “The Economist süreci ‘bekârlığın yükselişi dünyayı yeniden şekillendiriyor’ ifadesiyle tanımlıyor. ABD’de 25–34 yaş aralığındaki erkeklerin yarısı, kadınların ise yaklaşık yüzde 41’i bugün yalnız yaşıyor. 2010’dan bu yana gelişmiş 30 ülkenin 26’sında tek kişilik hanelerin oranı artmaya devam ediyor. Yalnız yaşayanların yüzde 60–70’inin aslında bir ilişki istediğini, fakat buna uygun bir birliktelik kuramadığını ifade etmesi, solo yaşamın çoğu zaman bilinçli bir tercihten çok, modern hayatın dayattığı yeni bir yaşam biçimi hâline geldiğini gösteriyor.” dedi.

Partnerinizin sosyal medya kullanımı ilişkinizi nasıl zehirliyor? 'Gizli beğeni' sendromu
Partnerinizin sosyal medya kullanımı ilişkinizi nasıl zehirliyor? 'Gizli beğeni' sendromu
İçeriği Görüntüle

Türkiye’de aile yapısı hızla değişiyor

Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre, 2008–2009 yıllarında ortalama hane halkı büyüklüğü 4 kişi iken, 2024’te bu sayı 3,11’e geriledi. Tek kişilik hanelerin oranı 2014’te yüzde 13,9 iken bugün yüzde 20’ye ulaştı. Klasik çekirdek aile yapısı yüzde 45,7’den yüzde 38,6’ya düşerken, tek ebeveynli ailelerin oranı yüzde 7,6’dan yüzde 10,9’a yükseldi. Evlenme hızı binde 8,35’ten binde 6,65’e gerilerken, boşanma hızı binde 1,41’den binde 2,19’a çıktı. Prof. Dr. Süleymanlı, “Bugün yaklaşık her üç evlilikten biri boşanmayla sonuçlanıyor. Bu veriler, evliliklerin sayısal olarak gerilediğini, buna karşılık tekil yaşamın artık toplumsal bir gerçeklik hâline geldiğini gösteriyor.” diye konuştu.

Kadınların eğitimi evliliği kişisel tercihe dönüştürdü

Prof. Dr. Süleymanlı, kadınların eğitim düzeyindeki artışın evlilik tercihlerini kökten etkilediğini belirtti. “Türkiye’de 1997 yılında yükseköğrenime devam eden kadın oranı yüzde 9,7 iken, bugün bu oran yüzde 49’a ulaşmış durumda. Kadınların ekonomik ve sosyal bağımsızlıklarının güçlenmesi, evliliği bir zorunluluk olmaktan çıkarıp daha çok kişisel bir tercih alanına dönüştürüyor. Bireyselleşmenin artması, insanların hayat beklentilerinin yükselmesi ve insan ömrünün uzaması da evliliğe yüklenen anlamı kökten değiştiriyor.” dedi.

Gençler nitelikli bağ arıyor

Üsküdar Üniversitesi’nin araştırmalarına göre, gençler aileyi hâlâ ‘sevgi’, ‘mutluluk’ ve ‘hayatın anlamı’ ile ilişkilendiriyor. Evlenecekleri kişide güven, saygı, sadakat, ortak düşünce ve manevi değerler öncelikli. Prof. Dr. Süleymanlı, “Araştırmalara göre gençler eş seçiminde uzun vadeli uyum ve ilişkisel istikrarı ön planda tutuyor. Dijitalleşme ilişkileri hızlandırırken, gençler daha güvenli ve sürdürülebilir bağlar arıyor.” diye konuştu.

Ekonomik, sosyal ve kültürel boyutlar birlikte değerlendirilmeli

Prof. Dr. Süleymanlı, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın vurgusuna işaret ederek, “Bugün hem Türkiye’de hem de dünyada evlilik yaşı yükselirken, evlilik sayıları azalmakta, boşanmalar artmakta ve solo yaşam daha görünür hâle gelmektedir. Bu tablo, gençlerin evlilik kararlarını yalnızca bireysel tercihler üzerinden değil; yaşam koşulları, gelecek beklentileri ve ilişki uyumu çerçevesinde daha dikkatli değerlendirdiklerini göstermektedir. Cumhurbaşkanı’nın bu değerlendirmesi, meselenin ekonomik, sosyal ve kültürel boyutlarıyla birlikte ele alınmasının önemini bir kez daha ortaya koymaktadır.” dedi.

Kaynak: BASIN BÜLTENİ