Doç. Dr. Gamsızkan, meyve tüketiminin saatinin önemine dikkat çekerek, “Enerjimizi harcayamadığımız akşam saatlerinden ziyade gün içinde aktif olduğumuz zamanlarda tüketmek en ideali” dedi.
Şekerin hem doğal hem de işlenmiş biçimde beslenmemizde yer aldığını ifade eden Gamsızkan, özellikle büyüme çağındaki çocuklar için meyve, sebze ve sütteki şekerin enerji sağlamak açısından gerekli olduğunu vurguladı. Ancak serbest şekerin aşırı miktarda alınmasının sağlık sorunlarına yol açtığını belirten Gamsızkan, “Yapılan son araştırmalar günlük kalori alımının giderek artan bir bölümünün serbest şekerden sağlandığını göstermektedir. Diğer bir ifadeyle vücudun alması gereken yararlı besin öğelerinin oranının azaldığı görülmektedir. Bunun doğal sonucu olarak da yüksek seviyede şeker tüketimi; düşük beslenme kalitesi ve obezite ile bağlantılı olması nedeniyle endişeye sebep olmaktadır” dedi.
Çocuklarda büyüme geriliği riskine de değinen Gamsızkan, serbest şekerlerin yiyeceklere ve içeceklere eklenen monosakkarit ve disakkaritleri, bal, şurup, meyve suları ve konsantrelerdeki doğal şekerleri kapsadığını ifade etti. Gamsızkan, “Belki bu durum erişkin yaşta bir insanda yetersiz beslenmeye sebep olmaz fakat gelişmekte olan çocuklarda kaliteli besin alımını engeller. Dolayısıyla çocuklarda büyüme geriliği sebebi olabilir. Her yerde çok kolay ulaşılabilen şekerli içeceklerin tüketimi konusunda hem anne babalar hem de eğitimciler çocuklara yönlendirici olmalıdır” uyarısında bulundu.
İdeal şeker tüketimi konusunda da bilgi veren Gamsızkan, “Dünya Sağlık Örgütü, serbest şeker tüketiminin mümkün olduğu kadar azaltılarak toplam enerji alımının yüzde 5'inin altına düşürülmesini önermektedir. Gerek kişinin yaşına gerek yaşam biçimi ve varsa ek hastalıklarına bağlı olarak günlük kalorisinin yüzde 5'ini geçmeyecek şekilde bir tüketim günlük enerjisi için yeterlidir” dedi.
Şekerin bağımlılık yapıcı etkisine dikkat çeken Gamsızkan, “Şeker hem enerji içeriği hem de tadı nedeniyle beynimizdeki ödül sistemini tetikleyen lezzetli bir besindir ve yiyecek bağımlılığına neden olan işlenmiş besinlerin içinde yoğun olarak kullanılmaktadır. Biz yeme bağımlılığını ve şimdi konuştuğumuz şeker bağımlılığını diğer tür bağımlılıklar gibi görmekteyiz” diye konuştu.
Meyve tüketiminin önemine değinen Gamsızkan, sakkaroz ve mısır şurubuna göre meyvelerin şekerinden yararlanmanın daha iyi olduğunu belirterek, balın antioksidan ve diğer faydalı bileşikler içerdiğini söyledi. Ancak Stevia gibi bitkisel tatlandırıcıların hormonal etkileri olabileceğine dair uyarılarda bulundu.
Son olarak şekerin vücutta neden olduğu etkilerden bahseden Gamsızkan, “Şeker vücuda alındığında kanda yüksek miktarda olmasını istemez vücudumuz ve hemen insülin denen hormon devreye girer. Zaten çağımızın hastalığı olan obezitenin en büyük sebebi de fazla miktarda alınan şekerin insülin aracılığıyla depolanmasıdır. Bir diğer çağımızın riskli gelişimlerinden biri de iç organ yağlanmasıdır. Karaciğer ve damar duvarlarının yağlanması damar tıkanıklığı ve metabolik problemlere yol açmaktadır. Serbest şekerlerin, özellikle aşırı kilo ve obezite başta olmak üzere kardiyovasküler hastalıklar, insülin direnci, bazı kanser türleri ve karaciğer hastalıkları gibi çeşitli sağlık sorunlarının oluşumunda etkili oldukları bildirilmektedir” ifadelerini kullandı.