Hepimiz hayatın akışında kendimizce öfkelerimiz, sevinçlerimiz, beklentilerimizi kovalıyoruz. En büyük hatayı kovalayarak yapıyoruz belki de, çünkü eskiden sabırsızlıkla beklediğimiz şeyin tam da ortasında olduğumuzda hayatın bir sonraki kısmı için endişeleniyoruz ve ne yazık ki çok az ‘An’ da kalıyoruz..

An’la ilgili ne çok söz var hem dilimizde hem de başka dillerde… Aslında insanoğlu an’ın kıymetini bilmediğinin uzun zamandır farkında. Her gün yeni bir teknoloji, farklı bilgiler, görseller sürekli olarak beynimizi meşgul ettiğinden bizlerde hep bir sonraki adımın peşindeyiz. Bazen ilerisini düşünüp an’ın kıymetini bilemiyoruz bazen de geçmişi…

Bence en etkili yöntem terapi veya farkındalık ile ilgili eğitim bilgi platformları araştırıp uygulama almak. Çünkü hiçbir şey ‘an’ kadar kıymetli değil… Mesela bir düşünün bakalım, var mısın ki yok olmayı bekliyorsun? Beklemek insanı yorar… Aslında an’da kalmanın en keyifli hali beklemekten uzak olmak, sahip olduğun her fırsatı değerlendirmen gerektiğini anlamaktır.

En güzel ‘an’lar sizinle olsun..