İzmir ili Ödemiş ilçesi Birgi mahallesinde yer alan Türk sivil mimarisinin en güzel örneklerinden biri, Çakırağa Konağı.
1700’lü yılların sonlarında Birgi’de zeytinlikleri olan ve deri imalatı yapan Çakırların Tahir Bey’i bir İstanbul gezisi esnasında İstanbul’daki yalı ve konakları çok beğenir. Gönlünden memleketi Birgi’de de böyle konak yapmak geçer. İşte bu dilek, Ödemiş Birgi Çakırağa Konağı’nı ortaya çıkarır.
Çakırağa Konağı, Ege bölgesinde ilk yapıldığı andaki mimari özelliklerini koruyan nadir konaklardan biridir.
Çakırağa Konağı ahşap Türk evlerinin en güzel örneklerindendir. Konak, çiçeklerle bezeli bahçenin ucunda yoldan görülmeyecek şekilde yüksek duvarlarla çevrelenmiştir. İçi olduğu kadar dışı da çiçek ve motiflerle bezeli konak pek çok turistin ilgi odağı konumundadır.
1977 yılında T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından restorasyona alınmıştır. 1983 yılında çevresi kamulaştırılarak özgün mimari dokunun korunması sağlanmıştır.
Birinci dönem restorasyon ve çevre düzenlemesi çalışmaları 1993 yılında Anıtlar ve Müzeler Genel Müdürlüğü, İzmir Anıtlar Genel Müdürlüğü, İzmir Röleve ve Anıtlar Müdürlüğü tarafından tamamlanmış, iç düzenleme ve teşhir çalışmaları İzmir Arkeoloji Müzesi ve Ödemiş Müzesi’nce yapılmıştır.
Çakırağa Konağı üç kattan oluşmaktadır.
Zemin katta taşlık, mutfak, ahır, hizmetli odaları ve misafir bekleme odaları vardır. Konağın zemin katı taş duvar örgülü, diğer katlar ahşap çatkı içine dolma kerpiç malzemeyle yapılmış, duvarlar keçi kılı karıştırılmış sıvayla örtülmüştür.
Birinci kat ise kışlık olarak kullanıldığından daha korunaklıdır. Dik bir merdivenle açılan birinci katın girişinde ahşap kepenk gece kapatılmak amacıyla yapılmıştır. Bu katın tavanları alçak, pencereler çift pencere olup kışın ısınmaya uygun yapılmıştır. Planı dış sofalı, üç eyvanlı, eyvanlar arasında ikisi büyük ikisi küçük olmak üzere dört odası bulunur. Sofanın ortasındaki ana eyvanın cephesi, ortada Bursa tipi (yayvan-basık) her iki yanında yuvarlak olmak üzere üç kemerle taçlandırılmıştır.
Odalarda bulunan şömineler alçı dekorasyonla kaplı olup, ısınma gereksiniminden öte süslemecilik açısından son derece zengindir. Ahşap tavanlar çıtalarla baklavalara bölünmüş her birinin içi boyama meyve örnekleriyle dekore edilmiştir. Sofada küçük eyvanın solunda el yıkamak, abdest almak için kafesli bir bölüm yer alır.
İkinci kat yazlık kullanım amacıyla yapılmıştır. Merdiven kapağını kaldırarak kata çıkılmaktadır. Daha aydınlık ve kalem işleri bakımından daha zengin olan katta, iki de duvar resmi vardır.
Çakıroğlu Mehmet Bey biri İzmirli, diğeri İstanbullu iki hanımla evlenmiştir. Hanımlar memleket hasreti çekmesin diye, odalarının duvarlarına İzmir ve İstanbul’un birer görüntüsünü yaptırmıştır. Resimler, hem kentlerin o günkü görüntülerini vermek açısından, hem de resim sanatı yönünden son derece önemlidir.
İstanbul odasına, içinde yelkenlilerin yüzdüğü Haliç, İzmir odasına ise Kadifekale’den Konak panoramik manzaralarının yer aldığı duvar süslemeleri yaptırmıştır. Her iki odanın tavanları geçme geometrik süslemeyle sergenli, boya bezemeli, pencereler vitraylı olup, Türk Rokoko (mimari dekorasyonda aşırı süsleme ) mimarlığın en güzel örneklerindendir.
Bütün odaların geniş bir sofaya baktığı konak, şömineyle ısıtılmaktaydı. Odalardaki duvar ve tavan süslemeleri kalem işleri, ahşap oymacılık kayda değerdir. Misafir odalarında yıkanma bölümleri vardır.
Mimari ayrıntıları kadar süsleme programı açısından da geleneksel Türk mimarlığı ile Batı kökenli unsurların ustaca kaynaştırıldığı Çakır Ağa Konağı, Osmanlı baroğunun sivil mimari alanındaki en başarılı örneklerinden biridir. Yerli ve yabancı ziyaretçilerini ağırlamaya devam etmektedir.