Tarihe karanlık gün olarak geçen saldırının adı Hocalı Katliamı. Katliamın Tanığı Memmedov, 14 yaşında gördüğü işkenceyi unutamıyor.

Azerbaycan ile Ermenistan arasında 1992’de yaşanan savaşta Ermeni güçlerinin Hocalı’da 613 sivili öldürdüğü katliam, tanıkların hafızasında silinmez izler bıraktı. Şimdi sizlere 14 yaşındaki Memmedov’ un hafızasına yansıyan tarihte Hocalı Katliamı olarak hafızalara kazınan olay.

14 yaşındaki gelişim çağındaki çocuğun oyun oynaması gezmesi gerekirken ne yazık ki Memmedov o iğrenç olaya tanık olmuştur.

Şimdi Memmedov’un hafızasındaki o izler:

CAN HAVLİYLE HAZIRLANIRKEN EVE BOMBA ATILDI

Memmedov, korku içerisinde beklerken ağabeyinin koşarak geldiğini ve artık kasabanın düştüğünü, hemen çıkmaları gerektiğini söylediğini anlattı:

“Can havliyle hazırlanmak istiyorduk ki babam ve diğer ağabeyim de geldi. Vidadi isimli komşumuzu getirmişlerdi. Yaralıydı. Vidadi’nin yarasını sardığımız anda evimizin camlarına ateş açıldı. Babam kolundan yaralandı. Ağabeylerim bizi savunmak için av tüfeğiyle karşılık verdi. Fakat Ermeniler eve el bombası attı. Ben ve annem yaralandık. Bizde bulunan komşumuz Sara isimli kadın ve 3 yaşındaki çocuğu ise hayatını kaybetti.”

El bombası attıktan sonra kapıyı kırarak eve giren Ermeni güçlerin kendilerini esir aldığını ve değerli eşyaları yağmaladıklarını söyleyen Memmedov, “Bizi dışarı çıkardılar. Katlettikleri Sara’nın altın dişleri vardı. Tüfeğin kabzası ile ağzına vurarak altın dişlerini söktüler. Üç yaşındaki çocuğun cesedini ise bir kenara attılar” dedi.

Bizi korkutmaktan, bize işkence vermekten zevk alıyorlardı.

Memmedov, Ermenilerin onları Askeran iline götürdüğünü ve bir yere kapattığını aktararak, şöyle devam etti:

“Orada başka Hocalılılar da vardı. Saatlerce karda yürüyen, buz gibi nehirden geçtikten sonra ayakları donan insanlar vardı. Yaralı insanlar vardı. Ağabeylerim ve babamı bizden ayırdılar. Annem, iki kardeşim ve ben diğer kadın ve çocuklarla kaldık. Orada işkenceler gördük. Tavana ateş ediyorlardı, duvarlardan kopan taşlar üzerimize dökülüyordu. Bizi korkutmaktan, bize işkence vermekten zevk alıyorlardı. Bir gün dışarıya çıkardılar ve bizi sıraya dizdiler. Öyle işkencelere tanık olduk ki…”

O zaman henüz 11 yaşında olan kardeşinin doğum gününü de esirlikte geçirdiklerini ve o gün ona sarılarak ağladıklarını hatırlayan Memmedov, “Bir Ermeni neden ağladığımızı sordu. Kardeşim de bugün doğum günü olduğunu söyledi. O Ermeni silahının namlusunu kardeşimin eline dayadı ve ateş açtı. Ardından da yaranın üzerine kaynamış su döktüler. Bunu zevk almak için yaptılar” ifadelerini kullandı.

TEK KALP İKİ CAN TARİHİ UNUTMAYACAĞIZ KARDEŞ AZERBAYCAN