Toplardamarların genişlemesi sonucu ortaya çıkan varis, sadece estetik sorunlara yol açmakla kalmıyor; aynı zamanda ayaklarda ağrı, kramp, yorgunluk, ayak bileklerinde uyuşma ve kaşıntı gibi şikayetlerle yaşam kalitesini düşürüyor.
Özel Gözde Kuşadası Hastanesi Radyoloji Uzmanı Dr. Ali Kemal Temizkan, toplumda neredeyse her üç kişiden birinde görülen kronik bir rahatsızlık olan varisin tedavisinin mutlaka uzman hekimler tarafından yapılması gerektiğine dikkat çekti. Dr. Temizkan, “Varis; genetik faktörler, uzun süre ayakta kalma, yaşlanma ve kilo artışı gibi etkenlerle daha sık ve belirgin hale gelebiliyor” ifadelerini kullandı.
AMELİYAT SÜRECİ
Varisin tanısında doppler ultrason yöntemiyle toplardamarların haritalanmasının önemine değinen Temizkan, “Toplardamarlardaki kapakçıkların işlevini yitirmesi, damar içi basıncının artması ve damar genişlemesi varis oluşumuna neden oluyor. Doppler ultrason sonrası tedavi seçeneklerini değerlendiriyoruz. Eskiden cerrahi yöntemlerle damar çıkarılırken, günümüzde termal yakma ve kimyasal yakma (köpük tedavisi) gibi minimal invaziv yöntemler tercih ediliyor” dedi.
Tedavi sırasında damar içine özel bir kimyasal madde enjekte edilerek damar kapanmasının sağlandığını belirten Temizkan, “Böylece kan akışı ve basıncı durdurularak varis iyileştiriliyor. Yüzeysel damarların tıkanması sağlık açısından sorun yaratmıyor” diye konuştu.
Ameliyat sonrası süreçle ilgili bilgi veren uzman, “İşlemden sonra ilk üç gün sıkı bandaj ve varis çorabı kullanılması gerekiyor. Yaklaşık iki hafta boyunca ayakta varis çorabı giymek şart. Tedavi yaklaşık yarım saat sürüyor ve hastalar aynı gün taburcu oluyor. Kontroller tamamlandıktan sonra hastalar normal yaşamlarına dönebiliyor. Nadiren ikinci seans gerekebiliyor. Operasyonun kış aylarında yapılması, varis çorabı kullanımının daha rahat olması nedeniyle tercih ediliyor” ifadelerini kullandı.