Küçük Menderes Nehrinin güneyinde sırtını Aydın Dağlarına veren ve kuruluşu milâttan önce 1340’lara ulaşan bir antik ve tarihi şehir.

Tire ismi antik dönemden gelmektedir. Sırasıyla Hitit, Frig, Lidya, Kimmer, Pers, Roma, Büyük Selçuklu, Menteşeoğulları,  Aydınoğulları ve Osmanlı hâkimiyetlerinde yaşamış bir şehir.

Tire özellikle Roma ve Aydınoğulları zamanında zenginleşme ve gelişmeye sahne oldu. Aydınoğulları Beyliği’nin kurucusu Mehmed Bey’in oğlu olan Gazi Umur Bey zamanında medreseler, camiler ve çeşmelerle imar edildi. Sulama kanallarıyla ziraat geliştirildi.

Aydınoğlu İsa Bey’in kızı Hafsa Hatun’un imar hizmetleri fazladır. Şehir 16. yüzyılda ticari yönüyle de gelişmiş; iki kervansaray, kalhâne, tahinhâne, kirişhâne, serhâne gibi imalât ve ticaret mekânlara sahip olmuştur.

Sadece vakıflara ait dükkânların sayısı 560’ı buluyordu. Bedesten’deki dükkân sayısı 127 idi. Bu canlı ticaret ve imalât sektörü şehre dışarıdan göçü teşvik ediyordu.

Tire’de en azından I. Ahmed devrine kadar sikke kesilen bir darphâne mevcuttu. Bu tarihlerde şehrin mimari yapıları içinde otuz bir cami/mescid, yedi medrese, bir imaret, on beş zâviye, dört muallimhâne/mektephâne, yedi hamam yer almaktaydı.

Evliya Çelebi’nin şehri ziyaret ettiği tarihte (1671) sokakların satranç taşı gibi düzenli olduğunu, şehirde 144 “mihrap” (otuz altısı cami), yetmiş tekke, otuz medrese, bazısı âtıl durumda sekiz imaret, bir dârülkurrâ, altmış yedi sıbyan mektebi bulunduğunu kaydeder.

Kestane dağından gelen sular Tire’deki 270 çeşmeye, on üç hamama ve beş kurşun kubbeli sebile dağılıyordu. Ayrıca şehirde yirmi yedi han, sekiz kubbeli bir bedesten, üstü kemer ve kubbeyle örtülü 2800 dükkân vardı. Tire alacası diye bilinen bezler daha bu tarihte meşhurdu.  En geniş sınaî faaliyet alanı tekstil ve dericilikti.

1827’de Bağdat Valisi Necip Paşa tarafından Tire’de güzel bir kütüphane yaptırıldı. Necip Paşa Kütüphanesi, Osmanlı mimarisinin güzel örneklerinden biridir.

Osmanlı döneminde siyasî suçluların sürgün yeri olarak kullanılan Tire’ye gelenler arasında Şeyhülislâm Molla Arap (Alâeddin Arabî Efendi), Anadolu Kazaskeri Tâhir Efendi, tarihçi Şânîzâde Mehmed Atâullah Efendi (Tire’de ölmüştür), Şeyh Seyyid Hüseyin, Şeyh İbrâhim Efendi ve Bozcaadalı Rum Papa Kostioğlu Nikola sayılabilir.

Kendi adıyla anılan medresede müderrislik yapan İbn Melek Firişteoğlu burada doğmuş ve yaşamıştır. Ayrıca Tire’deki medresede pek çok âlim yetişmiştir.

Birçok tarihî eserin bulunduğu Tire’de özellikle Mehmet Bey Camii, Yeşil İmaret Camii, Kazganoğlu Camii, Ulucami, Yeni Cami, Paşa Camii, İbn Melek Camii ve Türbesi sayılabilir.