Hamza Baba Türbesi, İzmir ili Kemalpaşa ilçesinin doğusunda İzmir’e 35 km. uzaklıkta Hamza Baba köyünde yer alıyor.
Hamza Baba, Anadolu Selçuklu Devletinin dağılmasıyla ortaya çıkan Anadolu Beylikleri döneminde Manisa ve çevresine hâkim olmuş Saruhanoğulları Beyliği döneminde yaşadığı düşünülmektedir.
Batı Anadolu’da Manisa yöresinin fethi ve İslâmlaşması ile bağlantılı rivayetlere göre, Horasan’dan gelmiş gazi erenlerden olan Hamza Baba’nın Saruhanoğulları Beyliğinin kurucusu Saruhan Bey (1313-1346) ile çağdaş olduğu ve şu an kabrinin bulunduğu bölgeye yerleştiği söylenir.
Hamza Baba, Anadolu’nun tamamen fethedilmesinde “Kolonizatör Türk dervişleri” olarak kabul edilen erenler arasında yer almaktadır.
Hamza Baba tekke ve zaviyesini metruk Bizans kalıntılarının üzerine kurmuştur.
Hamza Baba Dergâhında ayırım gözetmeksizin Türk ve Rum ahalinin çocukları birlikte eğitim görmüşlerdir.
Hamza Baba’nın Kemalpaşa’daki (Nif) kabri üzerine II. Murad tarafından bir türbe yaptırılıp yakınında bir de Bektaşî tekkesi kurulmuştur.
Fakat Ömer Lütfi Barkan tarafından tespit edilen arşiv belgelerinde burasıyla ilgili en eski kayıt II. Bayezid dönemine aittir. Saruhan Evkaf Defteri’ndeki 928 (1521-22) tarihli bu kayıtta:
“Nâhiye-i Nif’te Gereme nâm karye kurbünde Kapukaya demekle maruf mevzii Hamza Baba nâm derviş kendi dest-i renciyle açıp ihyâ edip ve su getirip bir zâviye bina ve hasbeten lillâh bağ dikip ihya etmiş; zikrolan bağın ve mevziin öşrünü Sultan Bayezid Han ihsan edip ref‘ buyurup ellerine hükm-i hümâyun inayet olunmuştur” denilmektedir (BA, TD, nr. 398, s. 100).
Kayıtta Hamza Baba’nın yerleştiği bölgeye su temin ederek ihya ettiği Sultan Bayezid tarafından bölgenin vergiden muaf tutulduğuna değinilir.
Bu kayıttan hareketle zâviyenin II. Bayezid döneminde kurulduğu açıkça belirtildiğine göre Hamza Baba’nın da aynı yıllarda yaşamış olabilir.
Hilal Ortaç’ın yayımladığı Hamza Baba Tekkesinin tarihçesiyle ilgili altı belgeden sonuncusu 18 Ekim 1892 tarihli olup Şeyh Halil Efendi’nin ölümü ile zâviyedarlığın oğlu Derviş Ali Efendi’ye tevcih edildiğine dairdir.
Aradan geçen 100 yıl içinde, bu tarihî eser hakkında bir araştırma hazırlayanların ifadelerine göre tekke bütünüyle ortadan kalkmış, yalnız türbe ayakta kalabilmiştir.
Bir mezarlığın içinde yer alan Hamza Baba Türbesi kesme taştan yapılmış sekizgen planlı bir yapıdır. Giriş kısmında mukarnaslı başlıklı iki sütuna oturan sivri kemerli bir sundurma vardır. Türbenin sekizgen kitlesi profilli bir silme ile bitmekte, üstünde yine sekizgen ve aynı biçimde silmeye sahip sağır bir kasnak yer almaktadır. Bunun da üstünde kurşunla kaplı küçük bir kubbe oturur.
Türbe mekânı, yedi cephesinde altlı üstlü açılmış pencerelerden aydınlanıyordu. Bunlardan alttakilerin dördü sonraları örülerek kapatılmıştır. Alt sıradakiler, içi dolgulu sivri tahfîf kemerleri altında dikdörtgen biçimlidir. Üst sırada yer alan pencereler ise sivri kemerli olup filgözü alçı içtenliklere sahiptir. Alt sıradaki pencerelerden bir tanesi, içeride bir çerçeve ile sınırlanarak sivri kemerli bir mihrap görünümüne sokulmuştur. İnci Kuyulu, bunun etrafındaki süslemelerin orijinal olmayıp sonradan yapıldığı görüşündedir. Türbenin içinde tek sanduka vardır.
Türbenin bakımı Hamza Baba’nın soyundan geldiği ve bu konuda elinde Hilafet Fermanı olduğu söylenilen kişilerce yapılmaktadır.