Almanya’dan İstanbul’a tatil amacıyla gelen bir ailenin gıda zehirlenmesi sonucu yaşadığı trajik olay sonrası uzmanlar, sokak lezzetleri tüketirken dikkatli olunması gerektiğini vurguladı. İddiaya göre, Beşiktaş’ta midye gibi ürünler tükettikten sonra rahatsızlanan Servet ve Çiğdem Böcek çifti ile çocukları Kadir (6) ve Masal (3), Fatih’te kaldıkları otelde acil servise başvurdu. Anne ve çocukların hayatını kaybettiği olayda, baba yoğun bakımda tedavi görüyor.
Biruni Üniversitesi Hastanesi’nden Acil Tıp Uzmanı Dr. Gültekin Akyol ve Dahiliye Uzmanı Dr. Zübeyde Yüce Alğan, benzer olaylarla karşılaşmamak için gıda zehirlenmelerine karşı alınması gereken önlemleri açıkladı.
“Toksinler özellikle bu sokak lezzetlerinin içinde yer alabiliyor”

Uzm. Dr. Gültekin Akyol, ürünlerin tüketildiği noktaların güvenilir olmasının önemine dikkat çekti:
"Öncelikle başsağlığı dileyelim, bahsi geçen ürünler sokak lezzetleri olarak geçen ürünler. Şu anda gündeme geldi ama her gün ortalama birkaç tane vaka acil servislere başvuruyor tabii ki çok basit şekillerde hastalar bulantı, kusma, ishal şikayetleriyle gelebiliyor. Toksinler özellikle bu sokak lezzetlerinin içinde yer alabiliyor. Midyeden örnek vermemiz gerekirse, temizlenme süreçleri çok önemli. Miktarı çok fazla tüketildiği için pilav da mevcut ve çok çabuk bozulabilen ürünler. Saklanma koşulları, tezgahta satılan ürünler takipleri, denetlenmeleri çok önemli. İsmi geçen ürünlerden kokoreçten bahsedecek olursak zaten bağırsaktan üretilen bir ürün olduğu için temizliğinin güzel yapılması gerekiyor. Köfte veya sokakta satılan diğer ürünlere baktığımız zaman soğuk sandviçler olsun eğer güzel alanlarda, doğru şekillerde muhafaza edilmezse bulaş riski çok fazla. Kumpirin içinde örneğin, salataları koyduğumuz zaman güzel yıkanıp yıkanmaması önemli. Yoğurt ve süt ürünleri de mevcut, bunlar çok hızlı bozulan ürünler. Düzgün şartlarda dolaplarda saklanmadıysa, üretim şartları sorunluysa çok hızlı bir şekilde bulantı, kusma, aşırı sıvı kaybı ve buna bağlı olarak zehirlenme tablolarına neden olabilir. Genelde zehirlenme hastalarına aynı şekilde yaklaşırız, semptomlarını gidermeye çalışırız, sıvı kaybını ortadan kaldırmaya çalışırız. Büyük olasılıkla öncelikle bu müdahaleler yapılmıştır. Bu kadar hızlı ilerlemesine bağlı olarak botulinum toksin olabileceğinden şüpheleniyorum ama bunu kan tahliliyle anlamak mümkün değil. Otopsi dönemlerinde ortaya çıkacaktır."
“Şu dönemde en sık tavukla karşılaşıyoruz”

Uzm. Dr. Akyol, gıda zehirlenmelerinin özellikle ilk 6-12 saat içinde hızlı sıvı kaybına ve ciddi sağlık sorunlarına yol açabileceğini belirtti:
"Zehirlenme ne yazık ki tavuk sonrasında çok fazla gözüküyor. Burada hijyen koşulları ön plana çıkıyor, ‘Eldiven taktık, hijyen sağladık’ gibi bir düşünce oluyor. Aynı eldivenle herkese servis yapılıyor, eldiven değiştirilmiyor, para alınıp veriliyor, bunlar bulaş riskini artırıyor. Salata ile çiğ tavuğun aynı tahtada kesilmesi bunlar hızlı bulaşlara neden oluyor. İlk 6-12 saat içinde çok hızlı bir şekilde ishal şikayetleri, sıvı kaybı ilerleyen dönemlerde tansiyon düşüklüğü ve kalp durmasına bile neden oluyor. Şu dönemde en sık tavukla karşılaşıyoruz diyebilirim. Kumpir veya midyede farklı süreçlerde başlayabilir. Kusmanın artması ve kusmanın özellikle fışkırır dediğimiz tarzda olması hemen acile gelmemiz gerektiğini gösteriyor. Midye, içinde pilav da olduğu için bu da doğru şartlarda eğer korunmazsa hızlı bir şekilde toksinlere neden olabilir, bu yüzden midye tüketmek aslında biraz tehlikeli. Bir tane değil, çok fazla yediğimiz için bu sefer de etkilerini çok daha fazla artırıyoruz ne yazık ki. Hijyeninden mümkün olduğunca emin olduğumuz yerleri tercih etmeye çalışmalıyız. Botulinum toksin tarzında bir toksinse tek bir tane midye yemek bile bu şikayetleri ortaya çıkartabilir. Özellikle tavuk zehirlenmelerinde hızlı müdahale edilmezse çok fazla, hızlı bir şekilde sıvı kaybı hem kusma hem ishalle ölümcül noktalara getirebiliyor. Güzel temizlenmiş, iyi hazırlanmış bir midyede böyle bir tablo oluşmasını beklemiyoruz."
“Ölümcül olabilecek sonuçlara neden olabilir”
Dahiliye Uzmanı Dr. Zübeyde Yüce Alğan ise, gıdanın tüketiminden itibaren geçen sürenin önemine işaret etti:
"2-3 gün önce yediğin bir gıda da zehirleyebilir, 6 saat önce aldığın bir gıda da zehirleyebilir. Eğer sıvı kaybı çok fazla olursa bu diğer organlara da yansıyacaktır. Yaşı daha küçük olanların ve yaşlı olanların bağışıklık sistemleri daha zayıf oldukları için daha çok etkilenirler. Genelde çocukluk ve ileri yaş çağında gıda zehirlenmesini daha ağır olarak görürüz. Genelde yatışları daha uzun süreli yatışlar olur. Hangi ısıda pişirildi bu gıdalar? Kısa süreli ve daha düşük ısılarda bir pişirme varsa zararlı olan toksin, bakteri ve virüsler gıdanın içinde var olmaya devam edecektir. Miktarı önemli, çok az bir miktarda bulaş olan gıdayı tükettiğimizde daha kısa sürede iyileşirken çok yoğun bulaş olan gıdaları tükettiğimizde daha ağır seyredecektir. Ayrıca bazı virüsler toksin üretirler. Botulinum diye bir toksin vardır ve çok ağır seyreder. Kişinin nörolojik sistemini, beynini etkiler. Vücutta hastanın kaybına kadar gidebilecek sıvı kaybına ve zehirlenmeye neden olabilir. Bunlar genelde et ve et ürünleri, süt ve süt ürünlerinde ortaya çıkar. Balık mesela midyede ortaya çıkan bir çeşidi vardır. Doğru ısılarda pişirdik ve beklettik, uzun süre dışarıda, oda ısısında beklediği zaman yine kontaminasyon olacaktır. Bu bakteriler ve toksinler karaciğer yetersizliğine neden olabilir, ölümcül olabilecek sonuçlara neden olabilir. 48 saati geçmiş, son 5 saattir idrar çıkışı yoksa bilinç bulanıklığı, çift görme, bulanık görme gibi şikayetleri varsa ateşi çok yüksekse bu hastanın bir an önce hastaneye alınıp sıvı dengesinin, elektrolit bozukluğunun tedavi edilmesi gerekir. Hava alan bir konserve kavanozu varsa ondan da olabilir ve çok ağır gıda zehirlenmesi olabilir."



