İktisatçı Mahfi Eğilmez, kendi internet sitesinde uzun yıllardır “sonu asla gelmeyen kriz” yaşayan Arjantin ile Türkiye benzerliklerini kaleme aldı.

Konuyu sizler için özetledim:

1929’da Arjantin, sanayileşmiş ülkeler arasında yer alıyordu ve dünyanın en yüksek kişi başı gelirine sahip on ülkesinden biriydi. Bugün, kişi başına geliri 13.700 dolar. Türkiye’de ise durum 11 bin dolar.

Bugün Arjantin nüfusunun yüzde 40’ı yoksulluk sınırının altında. Bunun sebebini de açıklamak da fayda var.

1946’da Arjantin Devlet Başkanlığı’na seçilen Juan Peron, önce Arjantin’deki pek çok kuruluşu kamulaştırdı. Peso’yu devalüe (devletin resmi parasını diğer ülke dövizleri karşısında değer kaybettirmek) ederek ihracatı arttırmayı amaçladı.

Çiftçileri ürünlerini devlete düşük fiyatla satmaya zorlaması çiftçilerin üretimi kısıtlamasına sebep oldu. İç tüketimi karşılayamayan bu ürünleri ithal etmek zorunda kaldı.

Peron, çalışanlara erken emeklilik, maaş artırımları gibi haklar tanıdı. Bu adımlar bütçe açıklarının artmasına ve enflasyonun yükselmesine yol açtı. Ordu üzerindeki etkisini kullanarak özgürlükleri kısıtladı, liyakati bir yana bırakarak her tarafa kendi adamlarını, destekçilerini yerleştirdi. Basını tümüyle kontrol ettiğinde ülkede tek adam oldu.

Eşi İsabel Peron’u da başkan yardımcısı yaptı. Ekonomide enflasyonu düşürebilmek için fiyat ve ücret artışlarını dondurmada başarılı olamadı. 1974’te ölümü sonrası başkan eşi Isabel Peron döneminde enflasyon yüzde 600’ü aşarak hiper enflasyona dönüştü.

Bugün Arjantin’de enflasyon yüzde 104. Türkiye’de ise enflasyon yüzde 50,51.

Arjantin Merkez Bankası’nın faiz artırmasına karşın enflasyonun düşmemesin sebepleri ise faizi arttırmada geç kalması, faizin yeterince arttırmaması, cari açığı azaltamaması ve yapısal reformlar yapmamasıdır.

Aşağıdaki grafikte 2019 sonlarında bizdeki Kur Korumalı Mevduat (KKM) benzeri bir uygulamayla Peso’ya yüksek kur garantisi verilmesine rağmen doların anormal artarak Merkez Bankası (MB) kuruyla ve çarşı kuru arasındaki farkın açıldığı net görülüyor. Türkiye’de de son aylarda MB kuru 19.40 iken serbest piyasa kuru 20.50 oldu.

Sonuç olarak; enflasyona karşı daha çok büyümeyi önceleme, insanların harcama eğilimini artırıyor. Bugün Türkiye’nin içinde bulunduğu durumla Arjantin’in içinde bulunduğu durum ve çözüm için ortaya atılan yaklaşımlar birbirine benziyor.

Bugün Arjantin’de de tıpkı Türkiye’deki gibi yüksek enflasyona, hayat pahalılığına, paranın değer kaybına karşın lüks mağazalar ağzına kadar dolu, lüks restoranlarda yer bulunamıyor, en pahalı cep telefonları için ön siparişler veriliyor. Pek çok insan da bu ortama bakarak ülkenin krizde olmadığını söylüyor.

Uzun süreli enflasyon, talep artışına; talep artışı, fiyat artışına; fiyat artışı da enflasyonu arttırıyor. Böylece ekonomi, kısır bir döngüye giriyor.

Umarım gerekli tedbirler zamanında alınır ve Arjantin’e benzemeyiz.