Son dönemde artan yeme bozuklukları arasında öne çıkan Anoreksiya Nervoza, tedavi edilmediğinde ciddi sağlık sorunlarına yol açabiliyor. Özel Sağlık Hastanesi Psikiyatri Uzmanı Dr. Gülşah Dinçer Atalay, bu hastalığın en çok 12-25 yaş arası genç kadınlarda görüldüğünü ve vaka sayılarının ülkemizde de arttığını belirtti.

Her 100 bin kadından 50’si artık bu tehlikeyle karşı karşıya!
Her 100 bin kadından 50’si artık bu tehlikeyle karşı karşıya!
İçeriği Görüntüle

Dr. Atalay, sosyal medyanın özellikle kadınlar üzerindeki güzellik algısının hastalığı tetiklediğine dikkat çekerek, “Anoreksiya Nervoza kişinin aşırı zayıf olmasına rağmen kendini kilolu olarak hissettiği ve bu nedenle yeme davranışını aşırı şekilde kısıtladığı ciddi bir yeme bozukluğudur. Kişide bir beden algısı bozukluğu bulunmaktadır ve hayatı üzerindeki kontrol ihtiyacını istemediği duygularını yeme davranışı üzerinden yönetmeye çalışır. Son dönemde sosyal medya, özellikle gençlere 'zayıf insanlar başarılı ve güzeldir' algısını oluşturacak şekilde mesajlar veriyor. Dolayısıyla gençler fit görünme takıntısı içine girebiliyor. Bu da anoreksiyaya yatkınlığa neden olan düşünce ve davranışları tetikleyebiliyor” ifadelerini kullandı.

Uzm. Dr. Gülşah Dinçer Atalay

Anoreksiya Nervoza'nın, psikiyatrik hastalıklar arasında en yüksek ölüm oranına sahip olduğunu vurgulayan Atalay, hastalığın vücutta yol açtığı tahribatı şöyle açıkladı: “Anoreksiya Nervoza nedeniyle vücuttaki kaslar ve yağ dokusu zamanla erir, elektrolit dengesizlikleri oluşur. Kalp kası da etkilendiği için ani kalp durmasına neden olabilir, çeşitli organ yetmezlikleri oluşabilir. Bunun yanında kişiler hastalıklarını kabul etmedikleri için tedaviye oldukça geç başvururlar. Bu da tedavinin başarısız olmasına neden olan faktörlerden bir tanesidir.”

Depresyonun hastalar arasında sık görüldüğünü ve intihar riskini artırdığını belirten Atalay, hastalığın sadece genç kadınlarda değil, erkeklerde ve çocuklarda da ortaya çıkabildiğini söyledi. “Özellikle mükemmeliyetçi, kontrol odaklı ve dış onaya duyarlı bireyler risk altındadır” diyen uzman, kişinin aynaya baktığında gerçek görüntüsünü değil zihnindeki çarpıtılmış hali gördüğünü dile getirdi. Tedavide yalnızca kilo normalizasyonunun değil, beden algısındaki bozukluğun da düzeltilmesinin önemine dikkat çekti.

Kaynak: BASIN BÜLTENİ