Tarhan, özellikle dışsal motivasyon odaklı yetiştirilen bireylerin pasif ve yenilikten uzak olabileceğine dikkat çekti.

Totaliter eğitim sistemleri zeki ama tembel bireyler yetiştiriyor

Prof. Dr. Tarhan, otoriter ve korku odaklı eğitim kültürlerinin bireylerde pasif agresif davranışlar oluşturduğunu belirterek, “Otoriter, korku ve baskı odaklı eğitim kültürlerinde insanlar genellikle pasif agresif olur. ‘Evet’ der ama yapmaz. Bu yüzden bu toplumlarda zeki ama tembel insan çoktur. Çünkü dışsal motivasyona bağımlı yetişmişlerdir. Yenilikçi ve girişimci bireyler bu nedenle az çıkar.” dedi.

Tarhan, güvenli toplumlarda hukuk sisteminin işlerliği sayesinde bireylerin özerklik, risk alma ve yenilikçilik yetilerinin geliştiğini vurguladı.

Ödül-ceza sistemi yerine içsel motivasyon öncelikli eğitim

İnsan beyninin ödül-ceza sistemine verdiği tepkileri açıklayan Prof. Dr. Tarhan, “İnsan beyni aldığı eğitime göre tepkisini değiştirir. Çok cezayla yetiştirilmişse cezaya daha erken tepki verir; ödüle ise daha sonra karşılık verir. İnsan bunu değiştirebiliyor, yorumlayabiliyor. Hayvanda ise ceza tepkisi daha hızlıdır. Beyinde negatif olaylara tepki, pozitif olaylara tepkiye göre altı misli daha fazla ve hızlıdır.” dedi.

EEG testleri ile bu farkın ölçüldüğünü belirten Tarhan, negatif uyaranlara tepkinin 50 milisaniyede, pozitif uyaranlara tepkinin ise 300 milisaniyede gerçekleştiğini söyledi.

Serotonin süreci anlam katar, dopamin ise sahte motivasyon yaratır

Prof. Dr. Tarhan, modern nörobilimde artık “ödül ve kaçınma yolakları” kavramının öne çıktığını belirterek, “Köpeğe iyi davranış için şeker vermek, kötü davranış için cezalandırmak işe yarar. Ama insan beyninde sadece dopamin sistemiyle, dışsal motivasyonla ilerlemek kişiyi sahte davranışlara sürükler. Modern anlayış diyor ki, sadece dopamin değil; serotonin sistemini de çalıştırın. Çünkü serotonin süreci ödüllendirir, anlam katar.” ifadelerini kullandı.

İçsel motivasyon ve süreç odaklı eğitim

İnsan karakterinin ve sorumluluk bilincinin dışsal ödüllerle değil, süreç odaklı eğitimle geliştiğine dikkat çeken Tarhan, “Bir insana sürekli ‘şunu yap, al ödül; bunu yap, al destek’ derseniz, içsel motivasyon gelişmez. Hep başkasının gözüne bakan, müdür varken çalışan, kontrol edilmediğinde kaytaran insanlar yetişir. Halbuki insanın özerklik duygusu gelişmeli, yalnız kaldığında da doğruyu yapabilmeli.” dedi.

120’ye yakın beyin tümörü tipi var: Belirtilere dikkat!
120’ye yakın beyin tümörü tipi var: Belirtilere dikkat!
İçeriği Görüntüle

Çocuklukta öğrenilen davranışlar kişiliğe dönüşüyor

Prof. Dr. Tarhan, insan kişiliğinin üçte birinin genetik, geri kalanının ise öğrenilmiş alışkanlıklardan oluştuğunu belirterek, “Çocuklukta öğrenilen davranışlar tekrarla kişilik haline gelir. 6 hafta tekrarlarsanız alışkanlık, 6 ay tekrarlarsanız kişilik olur. Epigenetik mekanizmalar sayesinde beyin yanlış dürtüleri kapatabilir, doğru davranışları otomatik hale getirebilir.” dedi.

Modern çağın en büyük sorunu: Yalnızlık

İnsan ilişkilerinde güvenli bağlanma, empati ve içsel motivasyonun önemine dikkat çeken Prof. Dr. Tarhan, “Modern çağın en büyük sorunu yalnızlık. Bunun arkasında egoların şişmesi ve çıkar odaklı yaşam anlayışı var. Oysa insanın çıkar değil, doğruluk odaklı öğrenmesi gerekiyor” dedi.

Tarhan, ayrıca yakın çevre ile kurulan derin ve anlamlı bağların birey için güven alanı oluşturduğunu vurguladı.

Narsistik bakış açısı ve çıkarcı ahlak

Günümüzde ilişkilerin hızla tüketildiğini ifade eden Tarhan, “Şimdilerde ‘sana uymuyorsa git’, ‘yapamıyorsan ayrıl’ gibi yaklaşımlar öne çıkıyor. Bu, narsistik bir bakış açısıdır. ‘Sen değerlisin, sen önemlisin, herkes sana uymak zorunda’ anlayışı insanı yalnızlaştırıyor” dedi.

Kapitalist sistemin çıkar odaklı ahlak anlayışına karşı içsel motivasyonu öne alan eğitimlerin erdemi ve uzun vadeli kazanımı teşvik ettiğini belirtti.

Pozitif disiplin ve içsel motivasyonun üç unsuru

Prof. Dr. Tarhan, öğrenme süreçlerinde ödülün esas, cezanın ise istisna olması gerektiğini vurgulayarak, “Beyin korkuyla değil, anlam ve amaç odaklı öğrenmeyle kalıcı şekilde öğrenir. Çocuklara hata yaptıklarında bağırmak ya da cezalandırmak yerine, o hatayı bir öğrenme fırsatına dönüştürmek gerekir. Böylece çocukta suçluluk yerine sorumluluk ve empati gelişir.” dedi.

İçsel motivasyonun temelinde yetkinlik, özerklik ve kendini aşan bir amacın varlığının olduğunu belirtti.

Fiziksel görünüm ve dopamin bağımlılığı

Sosyal medyanın fiziksel görünümü kutsallaştırdığına dikkat çeken Tarhan, “Bugün gençsen, güzelsen, yakışıklıysan değerlisin; değilsen değersizsin anlayışı hâkim. Hollywood dopamin endüstrisi gibi çalışıyor. Oysa asıl olan serotonin toplumudur. Anlam, sanat, edebiyat, şiir ve kendini aşan amaçlarla elde edilen mutluluk daha kalıcıdır.” dedi.

Özgürlük sorumlulukla anlam kazanır

Prof. Dr. Tarhan, özgürlüğün sorumlulukla dengelendiğinde gerçek anlamına kavuştuğunu belirterek, “İnsan özgürdür ama sorumsuz değildir. Başkasına da kendine de zarar verme özgürlüğü yoktur. Özgürlük, sorumlulukla dengelenirse gerçek anlamına kavuşur.” ifadelerini kullandı.

Yüksek bir anlamın parçası olmak güven verir

Belirsizliğe tahammül edemeyen insanın, yaşadığı olayları anlamlandırmak istediğini belirten Tarhan, “Karma da anlamlandırma yapıyor. Yüksek bir anlamın parçası olmak kişi de belirsizliği gideriyor. Kendini güvende hissediyor. Korkular azalıyor.” diyerek sözlerini tamamladı.

Kaynak: BASIN BÜLTENİ