Bugün 24 Ocak ve bundan tam otuz bir yıl önce Ankara’da Karlı Sokak’ta eski bir arabaya konan bomba patladı. Arabanın içinde Sakıncalı Piyade vardı. Soğuk Ankara kışı daha da soğudu. Yüreklere yas düştü. O bomba yüreklerde patladı ama aydınlık için yürüyenlerin düşüncelerinde asla. Cenazesi kaldırılırken Uğur Mumcu’nun, gökyüzü ağladı milyonların üstüne. İnsanların göz yaşlarına karıştı yağmurun damlaları ve yere öyle düştü tüm damlalar. Geleceği aydınlığa taşımak isteyenler tüm ülkede yürüdü, yürürken ağladı, ağlarken türkü söyledi Ruhi Su’nun sesiyle.
Ankara’nın taşına bak
Gözlerimin yaşına bak
Uyan uyan Gazi Paşa
Şu feleğin işine bak
Türküyü bitirdi ve gözlerindeki yaşı silmeden tüm ülke haykırdı, “Türkiye laiktir laik kalacak”
O yıllardan bu yıllara Türkiye büyük değişimler geçirdi ve işte bu değişimin habercisiydi o patlayan bomba. O gün sokuldu belki de bugün içinden geçtiğimiz karanlık tünelin içine ve hala ışığı arıyoruz o tünelin içinde. Işığa ulaşmak çıkışı bulmaktır ancak sanki ışık hep kaçıyor bizlerden. Olsun, biz bulacağız o ışığı ve aydınlığa çıkacağız. Günün zifiri karanlık zamanları nasıl dönüyorsa gün aydınlığına bizde ulaşacağız aydınlığa. Günebakan gibi, yüzümüzü eşitlik ve adaletin olduğu uygar yaşamın ışığına çevireceğiz.
Bundan otuz bir yıl önce Eskişehir’de tıp fakültesi kantininde bir masanın üzerine çıkıp cinayeti protesto edenlere seslenen tıp fakültesi öğrencisi bu gün bu yazıyı yazıyor. O gün yüreğinde acı, düşüncesinde gelecek, yaşamında umut vardı. Bugün de bir şey değişmedi. Yüreğimizdeki acı bitmedi ama geleceğe olan umut da tükenmedi.
Uğur Mumcu’nun kendi yazısı ile bitirelim bu yazıyı. Unutmadık onu ve unutturmayacağız.
Hukuk adına, özgürlük adına, demokrasi adına.
Batı uygarlığı adına, bizleri bir şafak vakti ipe çektiler.
Korkmadan öldürüldük ey halkım, unutma bizi.
Bir gün mezarlarımızda güller açacak, ey halkım unutma bizi.
Bir gün sesimiz, hepinizin kulaklarında yankılanacak, ey halkım unutma bizi.
Özgürlüğe adanmış bir top çiçek gibiyiz, şimdi hep birlikteyiz.
EY HALKIM, UNUTMA BİZİ…
Uğur Mumcu – Cumhuriyet Gazetesi, 25 Ağustos 1975
