İzmir’de yerel seçimler son 20 yılın en çetin mücadelesiyle geçecek. Bu seçimlerde Belediye Başkanı adayı kadar Meclis Üyesi adayları da çok önemli. Yerelde tanınmayan ve sevilmeyen aday kaybettirir. Tanınma ve sevilmede karşı cenahtan oy alma ile ölçülür siyasette.
Aday listelerinin açıklanmasına az bir süre kalırken, aday adayları da kendi içinde ikiye ayrılmış durumda. Bir tarafta projesi olan, kendisine ve partisine inanan, diğer tarafta yerel seçimleri cüzi miktarda bir harcama yaparak şehrin dört bir yanında resmini, broşürünü dağıtmak için kaçırılmaz bir fırsat gören, partide alamadığı görevi seçimlerde kendine pozisyon oluşturmak için aday olanlar.
Kazanacak, iddialı ve güçlü siyasetçiler neler yapıyor, neler yapmalı?
Cevaplarını, siyaset biliminin ışığında, psikolojik ve sosyolojik değerlendirmelerle maddeler halinde sıraladım, buyrun beraber inceleyelim.
Anketler ne diyor?
Kıl payı kazanılan ya da kaybedilen sandıkların analizi ne anlatıyor?
Bunlara hakim olduktan sonra ikinci aşamaya gelelim,
1-Okunmayan, çöpe giden broşürlerden uzak durun.
2-Karın tokluğuna afiş, kartvizit basan, yerel seçim geldiğinde siyasi danışman olanlardan uzak durun.
3-Amaçsız esnaf ziyaretleri, kahve toplantıları ile kendi kendinize gelin güvey olmayın.
4-Seçmen analizi ve konumlandırma raporu ile dışarıdan bir gözden rapor alarak mahalle toplantıları yapın.
5-Teşkilât ve yakınlarından danışman almayın, duygusal davranır sizi yanıltır. Ya da istikbali için eleştirileri gizler.
6-Teşkilât içi ve dışı strateji ekibiniz olsun.
7-Geleneksel değil algısal, teşkilata göre değil halka göre program yapın.
8-En az 3 büyük projeleriniz olsun.
Bu sorulara cevabınız yoksa ve bu maddeleri uygulamıyorsanız aday olmayın, paranız gider, sağlığınız gider üzülürsünüz…