Günümüzde kahvaltı sofraları, geçmişe kıyasla daha renkli ama bir o kadar da tatlandırıcı dolu hale geldi. Market raflarında gördüğümüz reçellerin çoğu, şeker oranıyla bizi şaşırtabiliyor. Peki, evde sağlıklı reçel yapmak mümkün mü? Cevap kesinlikle evet. Üstelik hem lezzetli hem de besleyici.

Öncelikle, reçelin başrol oyuncusu meyve… Taze, olgun ve mevsiminde seçilmiş meyveler, reçele hem renk hem de doğal tat katıyor. Çilek, böğürtlen, kayısı veya vişne fark etmiyor; meyvenin kendine özgü aroması, fazla şeker kullanmadan da sofrayı şenlendirebiliyor.

İkinci sır, tatlandırıcı… Geleneksel reçeller neredeyse tamamen şeker üzerine kurulu. Oysa evde doğal tatlandırıcılarla hazırladığınız reçel, hem sağlığınızı koruyor hem de damakta hafif bir tat bırakıyor. Bal, akçaağaç şurubu veya hatta hurma şurubu, meyvenin doğal lezzetiyle uyumlu bir arkadaş gibi davranıyor.

Peki ya kıvam? Şeker reçelin sadece tadını değil, dokusunu da belirliyor. Ama merak etmeyin, limon suyu veya bir tutam chia tohumu, reçelin kıvamını doğal bir şekilde artırıyor. Üstelik reçeliniz hem daha parlak görünüyor hem de uzun süre dayanıyor.

Son adım ise sevgi ve sabır… Reçeli aceleye getirmemek, meyveleri kendi suyunda yavaşça pişirmek, hem aromayı hem de renkleri koruyor. Kavanoza doldururken sıcaklığı korumak, ev yapımı reçelin raf ömrünü uzatıyor.

Kısacası, sağlıklı reçel yapmak bir bilim değil; biraz özen, biraz yaratıcılık ve doğal malzemelerle mümkün. Kahvaltı sofralarınızda bu reçel hem gözleri hem de damakları şenlendirecek, market raflarından gelen tatlı baskısını hafifletecek. Belki de gerçek tat, markette değil, mutfakta başlıyor.