Bazı kokular vardır, bir ülkenin hafızasını taşır…
Sabahın erken saatlerinde mutfağı saran mis gibi Türk kahvesi kokusu da öyle. Telvesinde sohbeti, fincanında hatırayı, pişerken çıkardığı sesle anıları getirir. Peki, bu küçük fincanda büyük keyfi veren Türk kahvesi gerçekten doğru yapılıyor mu?

Birçoğumuz kahveyi yaparken telaşlı davranıyoruz. Oysa Türk kahvesi, sabır ister. İyi bir Türk kahvesi için sadece kahve ve su değil; zaman, özen ve birkaç incelik gerekir. İşte yıllardır evlerden eksik olmayan bu lezzetin, usta işi püf noktaları:

1. Su değil, soğuk su…
Kahvenin lezzeti suyla başlar. En büyük hata, hazır sıcak su kullanmak. Oysa kahve soğuk suyla yavaş yavaş ısınmalı ki aromasını usul usul versin. İdeal ölçü: Her fincan için bir kahve fincanı soğuk su.

2. Taze kahve, taze keyif
Bayat kahveden mucize beklemeyin. Taze çekilmiş ya da hava almayan bir kapta saklanmış kahve en iyisidir. Ve evet, çekirdekten çekilen kahveyle yapılan Türk kahvesi bambaşkadır.

3. Ölçüyü kaçırmayın
Her fincan için bir tepeleme tatlı kaşığı kahve yeterlidir. Şekerli mi içeceksiniz? O zaman pişirmeden önce şekerini de ekleyin. Türk kahvesi asla sonradan karıştırılmaz.

4. Kısık ateş, sabırlı yudum
Cezve ateşe konduktan sonra bir daha karıştırılmaz. Köpüğün en tepeye çıkması beklenir. Kahve kabarmaya başladığında bir kaşıkla köpüğü fincana alın, kalan kahveyi tekrar taşırmadan pişirin. İşin sırrı, acele etmemekte.

5. Köpükse işin kraliçesi
İyi bir Türk kahvesi, üstü bol köpüklü olandır. Köpüksüz bir kahve, eh işte… Ama bol köpüklü bir fincan kahve, kahveye değil size övgüdür.

Bir fincan kahvenin 40 yıl hatırı varsa, o hatırı layıkıyla yaşatmak da bizim elimizde. Kahve sadece bir içecek değil, kültürdür, ritüeldir. Hızlı tüketilen çağımızda, Türk kahvesi hala “bekle” der. Onunla sohbet uzar, zaman yavaşlar, dostluklar derinleşir.

Eğer bir sabah kendinize iyilik yapmak isterseniz, kahvenizi ağırdan alın. Köpüğünü keyifle izleyin, ilk yudumu gözlerinizi kapatarak için. O zaman anlayacaksınız: Türk kahvesi sadece kahve değildir.