Kışın kapısı yavaş yavaş aralanırken mutfaklarımızda sıcacık, besleyici yemeklere olan özlem de artıyor. İşte tam da bu noktada, sofraların sessiz kahramanı yeşil mercimek devreye giriyor. Hem doyurucu hem de sağlıklı olan bu minik baklagil, doğru tarifle adeta bir lezzet şölenine dönüşüyor.
Yeşil mercimek yemeği, Anadolu mutfağının en sevilen tariflerinden biri. İlk adımda mercimeği haşlamak, sadece yemeğin rengini korumakla kalmıyor, aynı zamanda gaz yapıcı etkisini de azaltıyor. Bu küçük püf noktası, yemek pişirmenin bir nevi kimyası adeta. Ardından soğan ve sarımsağın sıvı yağ ve tereyağıyla buluşması, yemeğe hem derinlik hem de o davetkâr kokuyu kazandırıyor.
Salçaların tencereye eklenmesiyle birlikte mutfak adeta bir aromalar senfonisine dönüşüyor. İsteğe göre havuç ve patatesle zenginleştirilen tarif, hem göze hem damağa hitap ediyor. Kimyonun ince dokunuşuysa mercimeğin doğal lezzetini öne çıkarırken, gaz sorununu da nazikçe çözüyor.
Ve işin en keyifli kısmı: servis. Biraz kuru nane, yanında pirinç pilavı ve turşu… İşte sofrada sadece bir yemek değil, bir an var karşımızda. Bu yemeği etli yapmak da mümkün; kuşbaşı etle birlikte kavurulduğunda geleneksel lezzet, bir adım öteye taşınıyor.
Yeşil mercimek, mutfağın gizli kahramanı olmanın ötesinde, bize sabrın, özenin ve küçük detayların ne kadar büyük fark yarattığını hatırlatıyor. Kısacası, doğru malzeme ve sevgiyle pişen bir tencere, sadece mideyi değil, ruhu da doyuruyor.