Kış geldiğinde mutfaklarımızda sadece sıcak çayların değil, aynı zamanda kokusuyla içimizi ısıtan tatlıların da zamanı gelmiş demektir. İşte o tatlılardan biri, çocukluk anılarımızın vazgeçilmezi: kabak tatlısı. Sade görünmesine aldanmayın; doğru hazırlanırsa hem sofralara şıklık katar hem de damaklarda unutulmaz bir tat bırakır.
Kabak tatlısı yapmak, aslında sabır ve sevgi işidir. Kabaklar özenle seçilmeli; ne fazla sert ne de fazla sulu olmalı. Bal kabağı ya da tatlı kabağın doğal tatlılığı, üzerine serpilecek şekere gerek bırakmayacak kadar güçlüdür. Şekerle birlikte tencerede yavaş yavaş pişerken, kabaklar kendi suyunu salıp kıvamını bulur. İşte o an, mutfakta adeta sihir başlar: karamelize olmuş kabaklar hem gözleri hem de burun deliklerini mest eder.
Küçük bir püf noktası: Kabaklar yumuşak ama dağılmayacak şekilde pişmeli, aksi halde tatlı kıvamını kaybeder. Servis ederken üzerine serpiştirilecek ceviz, fındık ya da bir tutam tarçın ise bu tatlıyı sadece lezzetli değil, aynı zamanda nostaljik bir keyfe dönüştürür.
Kabak tatlısı sadece bir tatlı değil, kışın yavaşlığını ve ev sıcaklığını hissettiren bir ritüeldir. Bir kaşığıyla geçmişin anılarına dokunabilir, bir yudum çayla bugünün huzurunu yakalayabilirsiniz. İşte bu yüzden, her kış geldiğinde kabak tatlısı, soframızın baş köşesinde yerini alır; hem göze hem de gönle hitap eder.
Kışın soğuğu kapımızı çaldığında, bir dilim kabak tatlısı ve yanında sıcak bir çay, mutluluğun en basit ama en lezzetli tarifidir.