Başarı; her zaman motivasyon ve ilham geldiğinde gelmez. Zor, sıkıcı ve bunaltıcı anları aştığında gelir. Sürekli seviye atlayan siyasetçiler ve iş insanları, duygularına bağımlı olanlar değil, aksine sistemli ve sert bir disiplinle hareket edenlerden oluşur. Bu haftaki yazımda; psikolog, sosyolog ve felsefecilerden derlediğim notları sizlerle paylaşmak istiyorum.

Başarmak için nasıl bir sistem kurmak lazım?

1- Psikolojimiz ile başlıyoruz.: Psikolojimizi acıyı güçlü bir araç haline getirecek şekilde tasarlayarak başlıyoruz. Başarılı insanlar acıyı düşman olarak değil, büyümek için yakıt olarak görürler. Acıyı anlamlandırırsan, seni geliştiren bir alışkanlığa dönüşür. Normal insanlar rahatsız olunca durur. İleri seviyedekiler, tam da o noktada hızlanır. ‘’Bugün motive değilim” diye düşünmezler. Onlar duygularına değil, sistemlerine bağlıdır. Zorluklarla başa çıkmak, duygusal direnç göstermek ve pes etmemek ile olur. Başarılı insanlar her zaman en yetenekli olanlar değil, en dirençli olanlardır. Belki de bir proje veya hayal kırıklığı karşısında motivasyonun düşebilir ama büyük başarılara ulaşan insanlar, zor zamanlara rağmen devam edenlerdir.

Sen muhtemelen nasıl hafife alıyorsun?
Rahatsızlık hissedince duruyorsun. Ancak zorlanma anı, büyümek için en iyi fırsattır. Sistemin yerine duygularına güveniyorsun. İlerleme, motivasyon değil, süreklilik gerektirir.

2. İnanç Sistemimizi dizayn etmemiz lazım: Sınır Yok, sadece gelişme alanı var. Başarılı insanlar, doğuştan yetenekli değil, sadece sürekli gelişmeye açık olanlardır. “Ben böyleyim” demek yerine, “Daha iyi versiyonumu nasıl oluştururum?” diye düşünmek gerekli. Başarı onlar için kendini zorlama ve süreci yönetme meselesidir, sonuç değil. (En dikkat edici madde bence). Bir şeyi anlamanın veya başarmanın en etkili yolu, sonucu analiz edip geriye doğru çözümler üretmektir. Sadece hedef belirlemek yerine, büyük başarıları inceleyerek geriye doğru adımları çözmek, işleri daha sistemli ve verimli yapmanı sağlar. Problemleri çözmek için, geleneksel düşünceleri bir kenara bırakıp olayları temel bileşenlerine ayırarak analiz etmek. Çoğu insan başkalarının söylediklerini tekrar eder. Oysa prensipler kullanarak kendi metodunu oluşturmak, inovasyonun anahtarıdır.

Sen muhtemelen nasıl hafife alıyorsun?
‘’Ben böyleyim, değişemem" diyorsun. Ancak güçlü insanlar kendilerini sürekli yeniden inşa eder. Sonuca odaklanıyorsun. Oysa süreç, başarıyı getirir; hedefe ulaşmak sadece bir yan etkidir. Hedefler koyuyorsun ama neden bazı insanların bunları başardığını analiz etmiyorsun. Gerçek başarı şansa değil, sistemli bir planlamaya bağlıdır. Şu anki bilgi seviyeni sorgulamadan kabul ediyorsun. Ama gerçekten doğruluğunu test ettin mi?

Kendi zihnini analiz etmek, hatalarını daha hızlı düzeltmeni sağlar. Kimse düşüncelerini sorgulamak istemez. Kendine düzenli olarak şu soruyu sor: “Bunu neden böyle düşünüyorum?” Tüketmek kolaydır, üretmek iz bırakır. Tüketim ise daha hızlı ve eğlencelidir. Her gün en az bir şey üret: fikir, yazı, içerik, proje. Küçük adımlar, zamanla devrime dönüşür. Sonuçlar başta görünmez. 1%’lik gelişimi hedefle, disiplinli ol. Duygularını anlayamayan, kararlarını doğru veremez. Hissetmek zayıflık gibi görünür. Ne hissettiğini düzenli yaz, anlamlandır, yönlendir. Karmaşık sorunları basit, anlaşılır yapılara dönüştür. Karışık düşünenler kararsız kalır. Net düşünen, hızlı ve sağlam karar verir. Her gün 1 kararını kâğıda yazarak neden-sonuç ilişkilerini kur.

3. Davranışlarımızı gözden geçireceğiz: Disiplinli, zorlu ve kaçışa yer vermeyen davranışlar sergilemek lazım.
Bunu da rutinimizi oluşturarak yapacağız. Yani motivasyon azaldığında bile ilerlemeye devam ederek. Günlük rutinler, motivasyondan bağımsız olarak devam eder. “Nasıl hissediyorum?” değil, “Ne yapmam gerekiyor?” sorusuna odaklanmak. Bir kararın yalnızca kısa vadeli sonuçlarını değil, uzun vadede neye yol açacağını hesaplamak. Çoğu insan anlık kararlar alır, ancak ileri görüşlü kişiler bu kararların ikinci ve üçüncü aşamada nelere yol açacağını analiz eder.

Sen muhtemelen nasıl hafife alıyorsun?
Motivasyonun azalınca bırakıyorsun. Ancak başarılı insanlar, motivasyona değil alışkanlıklara güvenir. Erteleme mekanizmasına teslim oluyorsun. Gerçek ilerleme, konfor alanını terk edebilmekle başlar. Sadece anlık faydalara odaklanıyor olabilirsin. Ancak uzun vadeli etkileri hesaplamak, sana stratejik bir üstünlük sağlar. Bir başarısızlık yaşadığında tekrar ayağa kalkmak ve yeni bir yol belirlemek. Dünyadaki en başarılı insanlar yeniden başlama cesareti gösterenlerdir. Bir hata yaptığında veya bir projeyi kaybettiğinde pes ediyor olabilirsin. Ama başarısızlık, başarının en büyük öğretmenidir.

4. Zaman yönetimini oluşturmak. Zamanın bir para birimi gibi olduğunu fark etmek, onun yerine başka bir şey koyamazsın. Başarılı insanlar, zamanlarını nasıl yönetmeleri gerektiğini erken keşfederler. Hayır demeyi öğrenmek, gereksiz meşguliyetlerden kaçınmak seni ileri taşır.

Muhtemelen nasıl hafife alıyorsun?
Çok fazla dikkat dağıtıcı ile vakit harcıyor olabilirsin. Gerçekten seni ileri götürecek şeylere odaklanıyor musun? Bugün konforu erteleyebilmek, yarının büyük ödülüdür. Hızlı sonuç kültüründe yaşıyoruz. Sabırsızız. Küçük fedakârlıklar yap ama uzun vadeli hedefler koy. Zaman değil, dikkat sınırlıdır. Ne kadar zeki olduğun değil ne kadar odaklı olduğun fark oluşturur. Herkese yetmeye çalışırken kendimizi tükenmiş buluruz. Günün en verimli saatini kendin için ayır. Zaman, en adil kaynak. Onu kontrol edebilen kazanır. “Meşgul olmak”, üretkenlik gibi görünür. Takvimine göre yaşa, gündemine göre değil. Zamanını kontrol eden, hayatını kontrol eder. Yüksek önceliklere odaklan. Takvime göre yaşa. Her güne 3 temel hedef yaz.

5.Sağlam Network oluşturmak lazım. Doğru insanlarla bağlantılar kurarak ve bilgi paylaşarak başarıyı hızlandırmak. Başarı tek başına olmaz.

Muhtemelen nasıl hafife alıyorsun?
Büyük hedeflerin var ama çevrendeki insanları ne kadar aktif şekilde kullanıyorsun? Bağlantılarını güçlendirmek, büyümenin anahtarlarından biri. Sınırlar, öncelikler belirler. İnsanları kırmaktan korkarız. Ama “evet” demek, çoğu zaman kendine “hayır” demektir. Değerlerine uygun olmayan her şeye ‘hayır’ de.

6.Risk almayı bilmek. Riske girmeden büyümek zordur, ancak doğru hesaplanmış riskler büyük kazançlar getirir. Başarılı insanlar her zaman garantici değildir, ancak riskleri akıllıca yönetirler.

Muhtemelen nasıl hafife alıyorsun?
Belki de büyük fırsatlar önüne geliyor ama tereddüt ediyorsun. Fırsatları değerlendirirken akıllıca risk almayı öğrenmek gerekiyor. Büyük kazançlar, düşük riskle gelir. Ama çoğu insan riskin tam ortasında kaybeder. Her riski fırsat zannederiz. Küçük yatırımlarla büyük denemeler yap; büyük yatırımı sadece sağlam olana yap.
İnsanları okumak ve öngörülü olmak lazım. İş ve hayat, satranç gibidir. Hamleni önce düşünmezsen, kaybedersin. Haftalık olarak biriyle yaşadığın çatışmayı analiz et: neden, alternatif, kazanım ne?

Dinlemeden ikna edemezsin. Güçlü söz, dikkatle başlar. Fikirlerin gücü, sunumun etkisiyle çarpılır. Uygulama: Her gün 1 fikrini 3 cümlede ikna edici şekilde yaz.

Duygusal kontrol ve hızlı uyum. Kriz anında panikleyen, potansiyelini kaybeder. Uygulama: Haftada bir bilinçli stres: bilinçli geç kal, küçük hata yap, gözlemle.

Problemlerin sadece görünen kısmıyla değil, kaynağıyla ilgilenmek. Yangınları değil, kıvılcımları fark eden kazanır. Uygulama: Her başarısızlıkta "5 Neden" yöntemiyle derin analiz yap.

Bilgi değil duygu satar. İnsanlar hikâyeyle bağ kurar. En iyi fikir bile duygusuzsa unutulur. Uygulama: Günlük 1 yaşadığın olayı 3 bölümde yaz: kriz – mücadele – çözüm.

Bilgi tüketimi değil, beceriye dönüşüm. Öğrenip uygulamayan kişi, bilmeyenden farksızdır.
Uygulama: Her hafta 1 beceri: video, podcast, uygulama — sonra mini proje yap.