Beni ve kalemimi tanıyanlar iyi bilir: ben kimsenin değirmenine su taşıyan, orantısız dostluk methiyeleri dizen biri olmadım, olmam. Dostluğun hakkını da veririm ama eğer topluma katkısı yoksa, satırlarıma girmez. İş başka, dostluk başka… Bu 105. yazım olacak ve bugüne kadar ismen yer verdiğim kişi sayısı iki elin parmaklarını geçmez. Siyasi, dini, ırk gibi görüşlerden kendimi soyutlayıp somut yazılar yazmaya gayret ederim. Ara sıra istisna kişilerden bahsederim. Bu hafta size tanıdığım, gözlemlediğim ve araştırmalarımla hakkında net bir fikre vardığım, "BAŞKAN" lakabını sonuna kadar hak eden bir isimden bahsedeceğim: Erkan Özkan.
Kendisiyle dostluğum 15 seneye dayanır. İlk tanıştığımda Konak Meclis üyesiydi. Ciddiyeti, diksiyonu ve toplantılarda verdiği kapsamlı bilgilerle dikkatimi çeken biri olmuştu. Her konunun esnafla bağını kurabiliyor, gençlik kollarındaki gençlere bir abi gibi yaklaşabiliyor, saygısıyla gönüllerde taht kurabiliyordu. En yoğun siyasi atmosferlerde bile rakiplerinin kalbini kırmadan, onların sorunlarını dahi Ankara’ya taşıyabiliyordu. Bu onu siyasetin içinde nadir bulunan bir figür yaptı: yapıcı, tarafsız ve halktan biri.
Taksiciler odası başkan vekili olarak tanığım zamanlarda adı her zaman ön plandaydı. Eski başkandan çok adı anılır ama asla kibir, arkadan konuşma ve kuyu kazma hareketlerine girmezdi. Bunu siyasette de hep yaptı Erkan Başkan. İlçe siyaseti yaptığı dönemlerde, adı ve tanınırlığı ilçe başkanlarından fazlaydı. Ama o asla bunu gurur kaynağı yapmaz, nazarı hep bağlı olduğu Başkana verirdi. Bazen takıldığım olmuştur. ‘’Fazla tevazu yapma, gerçek sanırlar’’ diye.
Pandemi zamanındaki esnafa destek olmak için çabaladığını, büyük badireler atlattığını, bazen de esnaf ve taksiciler için büyük tartışmalara girdiğine şahidimdir. Bu fedakarlık, mücadelesi, vefası ve gayreti onu yıllarca hak ettiği koltuk olan ‘’İzmir Şoförler ve Otomobilciler Esnaf Odası’’ başkanlığına taşıdı. Siyasi gücünü Bakanlarla, Milletvekilleriyle, Valiyle, Emniyetle birlikte çok büyük hizmetlerde kullandı. Artık esnafın, taksicilerin, emekçilerin İzmir’de bir ağabeyi vardı: Erkan Özkan
Geçen gün bir haber sitesinde okuduğum ve çok üzüldüğüm bir açıklamaya denk geldim. Eski Başkan Anık’ın tekrar başkan adayı olmak için nabız yoklaması ve tansiyon yükselten beyanlarını okuyup, Erkan Başkanın yine o sakin ve dik duruşunu görünce hem üzüldüm hem de gurur duydum. Belli ki Erkan Başkanın çok söylemek istediği şeyler vardı ama hem terbiyesi hem de uzun zamanlık yol arkadaşlığı onu dilini ve ellerini sıkmaya mecbur etmişti.
Tüm objektiflik ve araştırmaya dayanan analizlerime göre şunu net bir şekilde söylemek isterim ki, Erkan Başkan hem göçmenliği hem esnaflığı hem siyasi pozisyonu, hem de taksiciler arasında bu kadar sevilmesiyle İZMİR’ in İLK MİLLETVEKİLİ olması gerektiği yerde odanın eski ekibinin dedikoduları ile uğraşıyor ise kıymetini bilin ve sahiplenin.
Biz basın mensuplarının saha dediğimiz bölge vardır ve asla yalan söylemez. Anketlerden daha güçlü ve daha sağlamdır. %2 fire vermez. Bunlar; sokaklar, tribünler ve esnaflardır. Hele ki taksici esnafı. Her şeyi duyar, şahit olur, her nabzı iyi bilir. Kimse bilmez, bilende inkar eder ama Recep Tayyip Erdoğan’ın İstanbul’da seçimi kazanması ve İstanbul’a hükmetmesi taksici esnafı sayesindedir. İstanbul’da o dönem 10 şoförden 8’i Rizeliydi.
Net konuşacağım: Eğer bu kadar sevilmiş, saygı duyulmuş, göçmen kimliğinden esnaf duruşuna, siyasetteki zarif gücünden taksicilerin gönlündeki yerine kadar her alanda bu kadar benimsenmiş bir insan dedikodularla oyalandırılıyorsa, İzmir, seni çoktan vekil seçmiş. Sadece sandıkta değil, sokakta, direksiyon başında, kahve köşesinde de böyle. İzmir’in direksiyonunu tutanlar ne diyorsa, kulak verin. Çünkü onlar sadece yolda değil, toplumsal yönlerde de rehberdir. Erkan Özkan’ın bu dirayetini, duruşunu ve emeğini görmezden gelmek artık vicdan meselesidir.